Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ilk gösteri
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Sahneye konulan oyunun ilk temsili, prömiyer


ilk göz ağrısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İlk çocuk

2. İlk sevilen, âşık olunan kimse

Örnek:

1. Sen ilk aşkım, ilk göz ağrımsın / Dünyalara değişmem seni

1. Sen ilk aşkım, ilk göz ağrımsın / Dünyalara değişmem seni


ilk kânun
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aralık


Lisan : Türkçe ilk + Arapça kānūn

ilk mektep
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İlkokul

Örnek:

1. Bir ilk mektepte, emeklilik çağına kadar hocalık etti.

1. Bir ilk mektepte, emeklilik çağına kadar hocalık etti.


ilk önce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önce, en önce, en başta

Örnek:

1. Bu sözün doğruluğunu yahut yanlışlığını anlamam için ilk önce bana bülbülün ne çektiğini anlatın.

1. Bu sözün doğruluğunu yahut yanlışlığını anlamam için ilk önce bana bülbülün ne çektiğini anlatın.


ilk örnek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örneklik eden biçim veya nesne, prototip


ilk planda
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Önce, en önde

Örnek:

1. Bu çatı altı penceresinden ilk planda bir Yahudi evinin taraçası görünüyordu.

1. Bu çatı altı penceresinden ilk planda bir Yahudi evinin taraçası görünüyordu.

2. Başlangıçta


ilk sezi
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bir konuda edinilen ilk ve yalın bilgi


ilk tasarım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tasarımın hazırlanmış ilk biçimi


ilk teşrin
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ekim


ilk vuran okçudur
Anlamı:

1. `amaca başkalarından önce ulaşan, işinin ehlidir ve kazançlı çıkar` anlamında kullanılan bir söz


ilk yardım

İlgili Kelimeler:

ilk yardım çantası, ilk yardım hastanesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaza, hastalık, yangın, deprem vb. tehlikeli ve ani durumlarda hastaya kesin tedavi öncesi, olay yerinde uygulanan ilk ve ivedi işlem, sıhhi imdat

2. Bu işlemin uygulandığı yer


ilk yardım çantası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ecza çantası


ilk yardım hastanesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aniden rahatsızlananlar veya kazada yaralananlara ilk tıbbi müdahalenin yapılabileceği nitelikte donatılan hastane


ilk yarı
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Karşılaşmalarda iki devreden ilki, ilk devre


İlkadım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Samsun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : i'lkadım

ilkah
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , isim , isim , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , Dölleme

2. Döllenme

3. Aşılama


Lisan : Arapça ilḳāḥ

Telaffuz : ilka:hı

ilkah etmek
Anlamı:

1. döllemek

2. aşılamak


ilkbahar

İlgili Kelimeler:

ilkbahar noktası

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Kuzey yarım kürede mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan, 21 Mart-22 Haziran arası zaman aralığı, bahar, erken bahar, evvel bahar, ilkyaz


Lisan : Türkçe ilk + Farsça bahār

Telaffuz : i'lkbaha:rı

ilkbahar noktası
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , İlkbaharda gündüz gece eşitliği anında Güneş'in gök Ekvator'u çemberi üzerinde bulunduğu nokta


ilke

İlgili Kelimeler:

çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

Örnek:

1. İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı.

1. İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı.

2. Temel bilgi

Örnek:

1. Kimyanın ilkeleri.

1. Kimyanın ilkeleri.

3. Öge, unsur

Örnek:

1. Atomlar cisimlerin ilkeleridir.

1. Atomlar cisimlerin ilkeleridir.

4. Davranış kuralı

Örnek:

1. Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.

1. Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.

5. mantık , mantık , mantık , mantık , Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip


ilkeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlkelerine bağlı kimse


ilkecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlkeci olma durumu

Örnek:

1. Uçları hafif yukarı kalkık ağzı, yüzdeki ilkeciliği yumuşatmak ister gibiydi.

1. Uçları hafif yukarı kalkık ağzı, yüzdeki ilkeciliği yumuşatmak ister gibiydi.


ilkel

İlgili Kelimeler:

ilkel memeliler, ilkel toplum

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

Örnek:

1. Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu.

1. Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu.

2. Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif

3. Basit, karmaşık olmayan

Örnek:

1. Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm.

1. Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm.

4. isim , isim , isim , isim , Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

6. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif


ilkel kalmak
Anlamı:

1. gelişmemek, ilk durumunda kalmak

Örnek:

1. Yaptıkları bu ilk çadır, sonrakilerle kıyaslandığında son derece ilkel kalıyordu.

1. Yaptıkları bu ilk çadır, sonrakilerle kıyaslandığında son derece ilkel kalıyordu.