Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
iliştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliştirebilmek işi


iliştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , İliştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. İliştirmeye gücü yetmek


iliştirilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliştirilebilmek işi


iliştirilebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , İliştirilme ihtimali veya imkânı bulunmak


iliştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliştirilmek işi


iliştirilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , İliştirme işi yapılmak, eğreti takılmak, hafifçe tutturulmak


iliştiriverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliştirivermek işi


iliştirivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak iliştirmek


Telaffuz : iliştiri'vermek

ılıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilıştırmak işi


ılıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıcak suya soğuk veya soğuğa sıcak su katarak ılık duruma getirmek


iliştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliştirmek işi


iliştirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , İlişmesini sağlamak

Örnek:

1. Seni bahçeye bir kenara iliştiririz.

1. Seni bahçeye bir kenara iliştiririz.

2. Bağlamak, tutturmak, eğreti takmak, hafifçe tutturmak

Örnek:

1. Apoşi dolduktan sonra kopardığı süngerleri bıçağının kuşağı arasına iliştirdi.

1. Apoşi dolduktan sonra kopardığı süngerleri bıçağının kuşağı arasına iliştirdi.


ılıtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilıtmak işi


ılıtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ilık duruma getirmek


ilk

İlgili Kelimeler:

ilk adım, ilk ağızda, ilkbahar, ilk bakışta, İlk Çağ, ilk çeyrek, ilk devre, ilk dördün, ilk elden, ilk gençlik, ilk gösteri, ilk göz ağrısı, ilkgüz, ilk kânun, ilk mektep, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ilk önce, ilk örnek, ilk planda, ilk sezi, ilk tasarım, ilk teşrin, ilk yardım, ilk yarı, ilkyaz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı

2. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni

Örnek:

1. İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk.

1. İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Birinci olarak, en başta

Örnek:

1. İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum.

1. İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum.


ilk adım
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Başlangıç


ilk ağızda
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Önce, öncelikle, ilk iş olarak, her şeyden önce

Örnek:

1. Birkaç hastalığın birden hücumuna uğradı. İlk ağızda büyük canlılığı ve iyimserliği ile bir bir onlardan kurtuldu.

1. Birkaç hastalığın birden hücumuna uğradı. İlk ağızda büyük canlılığı ve iyimserliği ile bir bir onlardan kurtuldu.


ilk ağızdan
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Kaynağından


ilk bakışta
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Görür görmez

Örnek:

1. Zaten ilk bakışta benim iyi bir insan olduğumu anlamıştı.

1. Zaten ilk bakışta benim iyi bir insan olduğumu anlamıştı.


İlk Çağ
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , En eski zamanlardan başlayarak Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküş yılı olan miladi 476'ya kadar süren çağ, antikite


Özel: Evet

ilk çeyrek
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Basketbolda onar dakikalık bölümlerden birincisi


ilk devre
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , İlk yarı


ilk dördün
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ay'ın, yeni ay evresinden bir hafta sonra yarım daire biçiminde göründüğü evre


ilk elden
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Baştan başlayarak

2. Dolaysız, aracısız olarak


ilk gençlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ergenlik çağı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Deneyimsizlik, toyluk