Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ılımanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilıman olma durumu


ilimci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Bilimci


ilimcilik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bilimcilik


ılımlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşünce, iş vb.nde aşırıya kaçmayan, ölçülü, mutedil, itidalli

Örnek:

1. Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi.

1. Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi.

2. Siyasette aşırı görüşler arasında ortalama bir görüşü savunan


ılımlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilımlı olma durumu, mutedillik

Örnek:

1. Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım.

1. Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım.


ılındırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilındırmak işi


ılındırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ilık duruma getirmek


ilinek
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz


ilineksel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , İlinekle ilgili olan, özle ilgili olmayan


ılınma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilınmak işi


ılınmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ilık duruma gelmek, ılımak


ilinti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki şey arasında ilgi, ilişki

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İnsanlar arasındaki bağ

Örnek:

1. Cemal Sahir'le aktör-seyirci ilişkisinin dışında bir ailevi ilintimiz de oldu.

1. Cemal Sahir'le aktör-seyirci ilişkisinin dışında bir ailevi ilintimiz de oldu.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İç sıkıntısı

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Seyrek dikiş, teyel


ilintileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlintilemek işi


ilintilemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyle ilgili kılmak

2. Teyellemek


ilintili
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlgisi, ilişkisi, bağı, ilintisi olan

Örnek:

1. Bizi biz yapan koşullar ve verilerle ilintiliydi.

1. Bizi biz yapan koşullar ve verilerle ilintiliydi.


ilintililik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlintili olma durumu


ilintisiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlgisi, ilişkisi, bağı, ilintisi olmayan


ilintisizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlintisiz olma durumu


ilişiği kalmamak
Anlamı:

1. var olan ilgisi, bağlılığı artık olmamak

Örnek:

1. Onunla hiçbir ilişiğim kalmadı.

1. Onunla hiçbir ilişiğim kalmadı.


ilişiği olmamak
Anlamı:

1. bağlantısı olmamak


Ön Takı : (biriyle veya bir şeyle)

ilişiğini kesmek
Anlamı:

1. hiçbir ilgisi kalmamak, bağlantılarını koparmak


ilişik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İliştirilmiş, eklenmiş, bağlanmış, merbut

Örnek:

1. Belgeler dilekçeye ilişik olarak sunuldu.

1. Belgeler dilekçeye ilişik olarak sunuldu.

2. Bir şeyle ilgili, ilişkin, ait

Örnek:

1. Listelere ilişik açıklama, sabaha karşı aldığı bir telgraf kadar şaşırtıcıydı.

1. Listelere ilişik açıklama, sabaha karşı aldığı bir telgraf kadar şaşırtıcıydı.

3. isim , isim , isim , isim , Ek

Örnek:

1. Ayrıntılar ilişikte yazılıdır.

1. Ayrıntılar ilişikte yazılıdır.

4. isim , isim , isim , isim , İlgi, bağlılık, ilişki, münasebet

Örnek:

1. Allah seni inandırsın, hiçbir ilişiğim yoktu o işte.

1. Allah seni inandırsın, hiçbir ilişiğim yoktu o işte.


ilişikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlişiği olan, ilişkin


ilişiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlişik olma durumu


ilişiklilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlişikli olma durumu