Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ılıkçıl
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ortalama 15 °C sıcaklıkta yaşayan bitki, mezoterm


ilikçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlikçinin yaptığı iş


ılıklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilıklaşmak işi


ılıklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ilık duruma gelmek


ılıklaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilıklaştırmak işi

Örnek:

1. Halim selim, efendi hâli en hırçın kişilerin bile kendisiyle konuşurken seslerini ılıklaştırmalarını sağlardı.

1. Halim selim, efendi hâli en hırçın kişilerin bile kendisiyle konuşurken seslerini ılıklaştırmalarını sağlardı.


ılıklaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ilık duruma getirmek, ılıtmak


ilikleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliklemek işi


iliklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin düğmesini iliğine geçirmek

Örnek:

1. İhtiyar doktor beyaz uzun gömleğini ilikleyerek doğruldu, sigarasını söndürdü.

1. İhtiyar doktor beyaz uzun gömleğini ilikleyerek doğruldu, sigarasını söndürdü.


ilikleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliklenme işi


iliklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İliklenmek işi


iliklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İlikleme işi yapılmak

Örnek:

1. Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş.

1. Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş.


iliklerinde duymak
Anlamı:

1. benliğinde yoğun bir biçimde hissetmek


ilikleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlikleme işi


ilikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İliği olan

2. İliklenmiş

Örnek:

1. Küçük küçük kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı.

1. Küçük küçük kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı.


ılıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilık olma durumu

Örnek:

1. Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı.

1. Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı.


iliksi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İliği andıran, iliğe benzeyen


iliksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İliği olmayan


ilim

İlgili Kelimeler:

ilim adamı, ilmiahlak, ilmihâl, manevi ilim, ledün ilmi, müspet ilimler

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilim

Örnek:

1. İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir

1. İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ayrıntı, özellik, nitelik


Lisan : Arapça ʿilm

ılım

İlgili Kelimeler:

ılım ılım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, itidal

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Gün tün eşitliği


ilim adamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilim adamı

Örnek:

1. Bir memlekete ilim ve teknik, ancak hakiki ilim adamları ve teknisyenler ile girer.

1. Bir memlekete ilim ve teknik, ancak hakiki ilim adamları ve teknisyenler ile girer.


ılım ılım
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sıcak, içten

Örnek:

1. Çalıştığı Amerikan okulunda öğretmen, ılım ılım bir aşk yaşadığını söyler.

1. Çalıştığı Amerikan okulunda öğretmen, ılım ılım bir aşk yaşadığını söyler.


ılıma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ilımak işi


ılımak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ilınmak


ılıman

İlgili Kelimeler:

ılıman kuşak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , coğrafya , coğrafya , sıfat , sıfat , coğrafya , coğrafya , Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan (yer, iklim), mutedil

Örnek:

1. Ilıman bölge.

1. Ilıman bölge.


ılıman kuşak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıllık sıcaklık ortalamalarının 20 ºC'nin altında ve sıcaklık farklarının belirgin olduğu, dört mevsimin yaşandığı bir iklim türü