92406 kayıt bulundu.
1. dalkavukluk etmek, yaranmaya çalışmak
1. Bunlar aşiret reislerine hulus çakmışlar, hep alttan almışlar belki rüşvetlerini de yemişler ve onları şımartmışlardı.
1. Bunlar aşiret reislerine hulus çakmışlar, hep alttan almışlar belki rüşvetlerini de yemişler ve onları şımartmışlardı.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Temiz duygulu, içten
2. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Dalkavuk
Lisan : Arapça ḫulūṣ + Farsça -kār
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Tatlı düş, hayal
1. Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının / Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın
1. Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının / Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Kuruntu
Telaffuz : hülya:
1. -i , -i , -i , -i , Hülya durumuna getirmek
1. Mehtap görülen her şeyi yumuşatıyor, hülyalaştırıyor, güzelleştiriyordu.
1. Mehtap görülen her şeyi yumuşatıyor, hülyalaştırıyor, güzelleştiriyordu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayal kuran veya insanı hayal kurmaya sürükleyen
1. Bembeyaz bulutlar kırmızılaştı / Sonra yavaş yavaş deminki renksiz / Göklere renk veren bir ziya taştı / Açılırken hülyalı enginlere biz
1. Bembeyaz bulutlar kırmızılaştı / Sonra yavaş yavaş deminki renksiz / Göklere renk veren bir ziya taştı / Açılırken hülyalı enginlere biz
1. isim , isim , isim , isim , Başına konduğu kimseye mutluluk getirdiğine inanılan talih kuşu
Özel: Evet
Lisan : Arapça humā
Telaffuz : hüma:
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , İnsancıl
Lisan : Fransızca humaniste
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İnsancıl davranışlar ve düşünceler içinde olmak
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , İnsancıllık
Lisan : Fransızca humanisme
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , İnsancıllık
Lisan : Fransızca humanisme
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçki veya uyku sersemliği
Lisan : Arapça ḫumār
Telaffuz : huma:rı
Divanıhümayun, ihsanıhümayun
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kutlu, mutlu
2. Padişahla ilgili
3. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam
Lisan : Farsça humāyūn
Telaffuz : hüma:yun
humbarahane, humbara ocağı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Demir veya tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topu veya el ile atılan, yuvarlak bir bomba türü, kumbara
1. Fakat tam eline almıştı ki, humbara patlayıverdi.
1. Fakat tam eline almıştı ki, humbara patlayıverdi.
Lisan : Farsça ḫumbere
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Humbara yapan veya savaşta humbara kullanan bölük
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Humbara kullanan asker, kumbaracı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Humbara kullanan askerlerin başı, yöneticisi
Telaffuz : humbaracı'başı
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Humbara yapılan fabrika, kumbarahane
2. Humbaracı yetiştirmek amacıyla 1739'da açılan ilk Türk askerî okullarından biri
Lisan : Farsça ḫumbere + ḫāne
Telaffuz : humbaraha:ne