Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hedef almak
Anlamı:

1. nişan almak

2. ulaşılmak istenen amaca göre davranmak

3. bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak


hedef göstermek
Anlamı:

1. birini kötü bir durumda kalması için hedef hâline getirmek

2. bir kimseyi olumsuz, kötü bir amaç için bir yere veya şeye yönlendirmek


hedef gütmek
Anlamı:

1. asıl amaç olarak belirlemek

Örnek:

1. Metin yayını ve çeviri: İnsancı davranış bu çalışmayı hedef güder.

1. Metin yayını ve çeviri: İnsancı davranış bu çalışmayı hedef güder.


hedef kitle
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Verilmek istenen mesajın ulaşması hedeflenen grup veya topluluk


hedef olmak
Anlamı:

1. hoş olmayan herhangi bir davranışa uğramak

Örnek:

1. İşin içinde olmanın verdiği rahatlıkla bol keseden ahkâm kesen akıl hocalarının eleştirilerine hedef olmayı önleyemezler.

1. İşin içinde olmanın verdiği rahatlıkla bol keseden ahkâm kesen akıl hocalarının eleştirilerine hedef olmayı önleyemezler.


hedef saptırmak
Anlamı:

1. hedefe isabet ettirememek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , öngörülen amaçtan uzaklaştırıp başka bir amacı öne çıkarmak

Örnek:

1. Bu işi onların yapmadığına inanıyor, birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor.

1. Bu işi onların yapmadığına inanıyor, birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor.


hedefleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hedeflemek işi


hedeflemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hedef yapmak


hedeflenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hedeflenmek durumu


hedeflenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hedef durumuna gelmek


hedefleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hedefleyebilmek işi


hedefleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hedefleme ihtimali veya imkânı bulunmak


heder
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma


Lisan : Arapça heder

heder etmek
Anlamı:

1. boşuna harcamak, ziyan etmek

Örnek:

1. Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?

1. Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?


heder olmak
Anlamı:

1. boşa gitmek, boşuna geçmek

Örnek:

1. Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır.

1. Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır.


hedging
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , 343 koruma


Lisan : İngilizce hedging

hedik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kaynatılmış buğday, bulgur, mısır vb. şeyler


hediye

İlgili Kelimeler:

hediye çeki, hediye kuponu, bayram hediyesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Armağan

Örnek:

1. Yengemin düğün hediyesiymiş, hâlâ takıyor.

1. Yengemin düğün hediyesiymiş, hâlâ takıyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Fiyat

Örnek:

1. Bu masa örtüsünün hediyesi otuz milyon liradır.

1. Bu masa örtüsünün hediyesi otuz milyon liradır.


Lisan : Arapça hediyye

hediye çeki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alışverişten sonra hediye yerine geçmek amacıyla verilen özel çek


hediye etmek
Anlamı:

1. armağan etmek

Örnek:

1. Sana üstelik, mercan gerdanlığımı da hediye ederim!

1. Sana üstelik, mercan gerdanlığımı da hediye ederim!


hediye kuponu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılan alışverişin belli bir oranına karşılık gelecek miktarda ödülü gösteren basılı kâğıt


hediyelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Armağan olarak verilmek için hazırlanmış şey

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Armağan olarak verilecek değerde olan

Örnek:

1. Hediyelik vazo.

1. Hediyelik vazo.


hedonist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , ekonomi , ekonomi , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , ekonomi , ekonomi , Hazcı


Lisan : Fransızca hédoniste

hedonizm
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , ekonomi , ekonomi , isim , isim , felsefe , felsefe , ekonomi , ekonomi , Hazcılık


Lisan : Fransızca hédonisme

hegemonya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir devletin başka bir devlet üzerindeki siyasal üstünlüğü ve baskısı

Örnek:

1. Sırplar, Bulgarlarla muharebe ederek Balkan Yarımadası'nda hakiki bir hegemonya elde etmişlerdi.

1. Sırplar, Bulgarlarla muharebe ederek Balkan Yarımadası'nda hakiki bir hegemonya elde etmişlerdi.

2. Bir kişinin başka bir kişi üzerindeki üstünlüğü ve baskısı


Lisan : Latince

Telaffuz : hegemo'nya