92406 kayıt bulundu.
1. işe yarar durumu kalmamak, artık işe yaramaz olmak
1. Bir iki yıla varmaz, ne evden ne eşyadan hayır kalır.
1. Bir iki yıla varmaz, ne evden ne eşyadan hayır kalır.
Ön Takı : (bir şeyde)
1. isim , isim , isim , isim , Hayırsever kimse
1. Ne yapacağımı düşünürken içeriden bir hayır sahibi radyoyu açtı.
1. Ne yapacağımı düşünürken içeriden bir hayır sahibi radyoyu açtı.
1. anlatılan bir rüyayı iyiye yormak için kullanılan bir söz
2. şaşma ve merak veren olgular karşısında söylenen bir söz
1. Hayırdır inşallah, rüya mı gördün böyle birdenbire?
1. Hayırdır inşallah, rüya mı gördün böyle birdenbire?
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İyilik dileyen, iyilik isteyen, iyicil, hayırsever
1. Yarışı kazanma gücünü gösterdikten sonra ise artık hemcinsleriniz için herhangi bir hayırhah tutum gösterecek gücünüz kalmamıştır.
1. Yarışı kazanma gücünü gösterdikten sonra ise artık hemcinsleriniz için herhangi bir hayırhah tutum gösterecek gücünüz kalmamıştır.
Lisan : Arapça ḫayr + Farsça -ḫāh
Telaffuz : hayırha:h
1. isim , isim , isim , isim , İyilik isteme durumu
1. Onun, alçak gönüllülük ve hayırhahlık taşan yüzünü görünce hayatın bir çıkar yarışması olmadığına iman getirirdiniz.
1. Onun, alçak gönüllülük ve hayırhahlık taşan yüzünü görünce hayatın bir çıkar yarışması olmadığına iman getirirdiniz.
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Pazarlıkta anlaştıktan sonra birbirlerine hayır dilemek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararı, hayrı olan
1. Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi.
1. Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi.
2. Uğurlu, iyi, güzel
1. Ekrem daha önceden durumu annesine yazmış, bu hayırlı iş için önayak olmalarını istemiş.
1. Ekrem daha önceden durumu annesine yazmış, bu hayırlı iş için önayak olmalarını istemiş.
1. `güle güle kullan` anlamında kullanılan bir söz
2. `hayırlar getirsin` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hayırsever
Lisan : Arapça ḫayr + Farsça -perver
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç olanlara iyilik ve yardım etmesini seven, iyiliksever, yardımsever, hayırperver
1. Kimse yüz vermezse tek başına oturur, hayırsever bir tanıdık beklerdi.
1. Kimse yüz vermezse tek başına oturur, hayırsever bir tanıdık beklerdi.
2. Halkın yararı için okul, çeşme, hastane vb. yaptıran
Lisan : Arapça ḫayr + Türkçe sever
Telaffuz : hayı'rsever
1. isim , isim , isim , isim , Hayırsever olma durumu, iyilikseverlik, yardımseverlik, hayırperverlik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararı olmayan, hayrı olmayan
1. Hayırsız evlat.
1. Hayırsız evlat.
2. Sevgi ve bağlılığını yitiren, vefasız
1. Ne olduğu bilinmeyen hayırsız bir nişanlıyı beklermiş.
1. Ne olduğu bilinmeyen hayırsız bir nişanlıyı beklermiş.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ayıt
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kadınlarda aybaşı
Lisan : Arapça ḥayż
1. menopoza girmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , verimsiz olmak