Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hayal kurmak
Anlamı:

1. gerçekleşmesi istenen, özlenen şeyi düşünmek

Örnek:

1. Biz böyle hayal kurarken rüzgâr çıktı.

1. Biz böyle hayal kurarken rüzgâr çıktı.


hayal meyal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli belirsiz, açık seçik olmayan

Örnek:

1. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız / Hatırası bile yabancı gelir

1. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız / Hatırası bile yabancı gelir

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Belli belirsiz, açık seçik olmayan bir biçimde

Örnek:

1. Uçaktan korkmanın utanılacak bir şey olduğunu hayal meyal duyuyordu.

1. Uçaktan korkmanın utanılacak bir şey olduğunu hayal meyal duyuyordu.


Telaffuz : l'ler ince okunur

hayal olmak
Anlamı:

1. gerçekleştirilememek

2. geçmişte kalmak, hatıra olmak


hayal oyunu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karagöz oyunu


hayalat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hayaller

Örnek:

1. Boş laflarınla şairane hayalatımı dağıtıyorsun.

1. Boş laflarınla şairane hayalatımı dağıtıyorsun.


Lisan : Arapça ḫayālāt

Telaffuz : haya:la:t, l ince okunur

hayalbaz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karagözcü


Lisan : Arapça ḫayāl + Farsça -bāz

hayalci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi gerçekleşmiş gibi kabul edip zihninde tasarlayan kimse, ütopist

Örnek:

1. Beş yıllık plan hayalci olmadığımızı göstermektedir.

1. Beş yıllık plan hayalci olmadığımızı göstermektedir.

2. Karagözcü

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayale kapılan, hayal kuran, hayalperest, hayalperver

Örnek:

1. Bizim kız biraz hayalci, biraz romantik, biraz çokça duygun olsaydı belki başka şeyler de öğrenecekti.

1. Bizim kız biraz hayalci, biraz romantik, biraz çokça duygun olsaydı belki başka şeyler de öğrenecekti.


hayalcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayalci olma durumu, hayalperestlik, hayalperverlik

Örnek:

1. Hayalcilikte ileri gidenlerden biri... Necdet'e taraftar çıkmıştı.

1. Hayalcilikte ileri gidenlerden biri... Necdet'e taraftar çıkmıştı.

2. Hayalcinin yaptığı iş


hayale dalmak
Anlamı:

1. dış dünyadan uzaklaşarak gerçekleşmesi istenilen şeyleri veya hatıraları düşünmek


hayale kapılmak
Anlamı:

1. hayallerin etkisi altında kalmak

Örnek:

1. Yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti.

1. Yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti.


hayalen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Hayalî olarak


Lisan : Arapça ḫayālen

Telaffuz : haya:len

hayalet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan peri, hortlak vb. görüntüler

Örnek:

1. Gözümün önünden durmaksızın geçen bir hayalet var.

1. Gözümün önünden durmaksızın geçen bir hayalet var.

2. Belli belirsiz görülen şey, gölge

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok zayıf kimse


Lisan : Arapça ḫayālet

Telaffuz : haya:let

hayalhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karagöz oynatılan yer

2. Hayal dünyası

Örnek:

1. Biz şimdi Evliya'nın hayalhanesinden aktardığı tatları unutmadan gerçeklere dönelim.

1. Biz şimdi Evliya'nın hayalhanesinden aktardığı tatları unutmadan gerçeklere dönelim.


Lisan : Arapça ḫayāl + Farsça ḫāne

Telaffuz : hayalha:ne

hayalî

İlgili Kelimeler:

hayalî fener, hayalî ihracat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekte var olmayan, gerçek olmayan, fantastik, ütopik

2. isim , isim , isim , isim , Karagözcü


Lisan : Arapça ḫayālī

Telaffuz : haya:li:

hayâlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Utangaç, sıkılgan

Örnek:

1. Bu kâtibin son derece mahcup, namuslu, hayâlı olmasını istiyorsanız imtihan edeceksiniz, değil mi?

1. Bu kâtibin son derece mahcup, namuslu, hayâlı olmasını istiyorsanız imtihan edeceksiniz, değil mi?


hayalî fener
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Resimli camları olan ve bu resimleri duvara yansıtan fenere benzer araç

2. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , Çok zayıf kimse


hayalî fenere dönmek
Anlamı:

1. çok zayıflamak


hayalî ihracat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mal ihraç ediyormuş gibi göstererek alınan fatura karşılığının vergi iadesini haksız olarak devletten tahsil etme

Örnek:

1. Hayalî ihracattan falan vazgeçtim, daha hayırlı konularda kafa yoruyorum şimdi.

1. Hayalî ihracattan falan vazgeçtim, daha hayırlı konularda kafa yoruyorum şimdi.


hayalîleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayalîleşmek durumu


hayalîleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayalî bir duruma gelmek

Örnek:

1. Seslerinin nağmesini rikkatle dinliyor, yarı ışıkta hayalîleşen yüzlerini teessürle seyrediyordum.

1. Seslerinin nağmesini rikkatle dinliyor, yarı ışıkta hayalîleşen yüzlerini teessürle seyrediyordum.


hayalîlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayalî olma durumu, fantastiklik


hayalinden geçirmek
Anlamı:

1. olmasını istemek, düşünmek

Örnek:

1. Fransa'ya gitmeyi hayalinden geçirirdi.

1. Fransa'ya gitmeyi hayalinden geçirirdi.


hayalleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayallemek işi


hayallemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayal etmek

Örnek:

1. Asker kaçağı vatan hainlerinin keleş keleş sırıtan yüzlerini hayalliyordu.

1. Asker kaçağı vatan hainlerinin keleş keleş sırıtan yüzlerini hayalliyordu.


hayalli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayali olan

Örnek:

1. Kısır hayalli bir adam olmama rağmen bu düşünce...

1. Kısır hayalli bir adam olmama rağmen bu düşünce...