Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
havadan

İlgili Kelimeler:

havadan sudan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boş, değersiz

Örnek:

1. Havadan sözler.

1. Havadan sözler.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Emeksiz, çaba harcanmadan

Örnek:

1. Benim havadan para kazandığımı mı sanıyorlar.

1. Benim havadan para kazandığımı mı sanıyorlar.


havadan nem kapmak
Anlamı:

1. en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak

Örnek:

1. Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi.

1. Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi.


havadan sudan
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Boş, önemsiz şeylerden

Örnek:

1. Havadan sudan konuştuk bir süre.

1. Havadan sudan konuştuk bir süre.


havadar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç

Örnek:

1. Yüksek, havadar, nezaretli bir ev.

1. Yüksek, havadar, nezaretli bir ev.


Lisan : Arapça hevā + Farsça -dār

havadarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havadar olma durumu


havadis
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlgi ile karşılanabilecek haber

Örnek:

1. Şiirde gazete havadisini andıran bir mısra da bulunabilir.

1. Şiirde gazete havadisini andıran bir mısra da bulunabilir.


Lisan : Arapça ḥavādis̱

Telaffuz : hava:dis

havai

İlgili Kelimeler:

havai fişek, havai hat, havai mavi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hava ile ilgili, havada bulunan

2. isim , isim , isim , isim , Açık mavi renk

3. Bu renkte olan

Örnek:

1. Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı.

1. Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme

Örnek:

1. Okula birlikte gidip geldiğimiz çilli, pabuç dilli, havai bir kız vardı.

1. Okula birlikte gidip geldiğimiz çilli, pabuç dilli, havai bir kız vardı.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değersiz, boş

Örnek:

1. Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.

1. Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.


Lisan : Arapça hevāʾī

Telaffuz : hava:i:

havai fişek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gece yapılan törenlerde yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek


havai hat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maden işletmeciliği, haberleşme, dağcılık vb. alanlarda ulaşımı sağlamak için bir hat boyunca dikilmiş direkler arasına gerilen tel, yol


havai mavi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göğün rengi, açık mavi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


havailik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havai olma durumu, uçarılık, hoppalık


havaiyat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boş, değersiz iş ve sözler


Lisan : Arapça hevāʾiyyāt

Telaffuz : hava:iya:tı

havalanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalanabilmek işi


havalanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Havalanma ihtimali veya imkânı bulunmak


havalandırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalandırabilmek işi


havalandırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Havalandırma ihtimali veya imkânı bulunmak


havalandırıcı
Anlamı:

1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Kapalı bir yerin sürekli ve doğal olarak havalandırılmasını sağlayan alet veya düzen


havalandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalandırılmak işi


havalandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Havalandırma işi yapılmak


havalandırma

İlgili Kelimeler:

mutfak havalandırması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapalı bir yerin havasını değiştirmek amacıyla dışarıdan temiz hava girişini veya çeşitli araçlarla hava akımını sağlama işlemi

Örnek:

1. Fabrikaya havalandırma tertibatı kurup buzdolabı gazını mavi gökyüzüne mi savuracak?

1. Fabrikaya havalandırma tertibatı kurup buzdolabı gazını mavi gökyüzüne mi savuracak?

2. Herhangi bir şeyi açık havada bir süre bırakma


havalandırmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalandırma işini yapan görevli kimse


havalandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kapalı bir yerin pencere ve kapılarını açarak havalanmasını sağlamak

Örnek:

1. Odanın penceresini açıp bir süre içerisini havalandırdı.

1. Odanın penceresini açıp bir süre içerisini havalandırdı.

2. Havaya kaldırmak

Örnek:

1. Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan.

1. Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan.


havalandırmalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Havalandırması olan

2. Havalandırma cihazı bulunan


havalanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalanma işi


havalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havalanmak işi