Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hava raporu
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Hava durumu


hava sahası
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir devletin yalnız kendisinin kullanma hakkı olduğu, başka devletlerin ancak ilgili devletten izin alarak yararlanabileceği gökyüzü parçası


hava şartları
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava durumu


hava süzgeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otomobillerde motora ve hava kompresörüne giden havayı süzmeye yarayan alet


hava tahminciliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava tahmincisinin yaptığı iş


hava tahmincisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havanın gelecek gün veya hafta içindeki durumunu birtakım verilere dayanıp yaklaşık olarak ortaya koyan ve bunu haber kanallarına ileten kimse, meteorolog


hava tahmini
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Çeşitli araç ve aygıtlardan yararlanılarak yapılan incelemeler sonunda bulunulan yerde veya geniş bir bölgede gelecek gün veya günlerdeki havanın nasıl olacağını belirleme


hava taşı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Gök taşı


hava taşıtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava taşımacılığında kullanılan insanlı veya insansız her türlü araç, hava aracı


hava tebdili
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava değişimi

Örnek:

1. Bazı Türkler oraya hava tebdiline giderler.

1. Bazı Türkler oraya hava tebdiline giderler.


hava ulaşımı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava yolu ulaşımı


hava üssü
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerî havacılıkla ilgili plan ve programları düzenleyen merkez


hava vermek
Anlamı:

1. tekerlek vb. cisimleri hava ile şişirmek, şişkinliğini artırmak, hava basmak

2. tıp , tıp , tıp , tıp , akciğerlere basınç altında hava veya oksijen doldurmak


hava yapmak
Anlamı:

1. kalorifer peteğinde sıvının yerine hava dolmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , böbürlenmek


hava yastığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıtlarda kazanın neden olacağı zararları azaltmaya yönelik hava basınçlı yastık

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bazı özel yapım teknelerde tekne altına verilen basınçlı hava ile doldurulan, teknenin yükselmesiyle sürtünmeyi azaltıp hızı artırmaya yarayan yastık


hava yastıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hava yastığı olan


hava yolu

İlgili Kelimeler:

hava yolu ulaşımı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava taşıtlarının uçuş sırasında izlemeye zorunlu oldukları yol


hava yolu ile
Anlamı:

1. uçak vb. taşıtlar ile


hava yolu ulaşımı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava taşıtlarıyla yolcu, yük vb. taşıma işi


hava yuvarı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yer yuvarını kuşatan çeşitli gaz katmanlarından oluşan örtü, atmosfer


havaalanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçerisindeki bina, tesis ve donatımlar dâhil uçakların iniş, kalkış ve yer hareketlerini yaparken kullanabilmeleri amacıyla belirlenmiş, ülke içindeki uçuşların yapıldığı saha

Örnek:

1. Ancak havaalanı yolunda kayda değer bir bilgi daha edinmişti.

1. Ancak havaalanı yolunda kayda değer bir bilgi daha edinmişti.


Telaffuz : hava'alanı

havacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava kuvvetlerine bağlı subay, astsubay veya er

Örnek:

1. Romanımızı Türk havacılarına armağan edeceğiz.

1. Romanımızı Türk havacılarına armağan edeceğiz.


havacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havacının yaptığı iş

2. Hava seferlerini ve bu konu ile ilgili teknikleri inceleyen bilim dalı

Örnek:

1. Havacılık kürsüsü.

1. Havacılık kürsüsü.


havacıva
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sığırdiligillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen, çok yıllık otsu bir bitki (Alkanna tinctoria)


havada kalmak
Anlamı:

1. yerden yüksekte bulunmak

Örnek:

1. Masanın bir ayağı kısa olduğundan havada kalıyor.

1. Masanın bir ayağı kısa olduğundan havada kalıyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , sonuca ulaşmamak

Örnek:

1. Yine de bir öğretmenin iyi niyetinin, ilgisinin böyle havada kalışından acı duydu.

1. Yine de bir öğretmenin iyi niyetinin, ilgisinin böyle havada kalışından acı duydu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir iddia dayanaksız olduğundan kanıtlanamamak