92406 kayıt bulundu.
1. -e , -e , -e , -e , Bulunduğu yerden dışarı çıkamamak
Lisan : Arapça ḥabs + Türkçe olmak
Telaffuz : ha'psolmak
1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Karşısındakini susturmak, cevap veremez durumunda bırakmak
1. Bu sözüyle beni haptetti.
1. Bu sözüyle beni haptetti.
Lisan : Arapça ḥabṭ + Türkçe etmek
Telaffuz : ha'ptetmek
har gür, har hur
1. isim , isim , isim , isim , `Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek` anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz
1. Akşama kadar Meram bağlarında har vurup harman savuruyordu.
1. Akşama kadar Meram bağlarında har vurup harman savuruyordu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sıcak, kızgın, yakıcı
Lisan : Arapça ḥarr
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hırıltılı olarak
1. Har har, körükten çıkar gibi çıkıyordu nefesleri.
1. Har har, körükten çıkar gibi çıkıyordu nefesleri.
1. isim , isim , isim , isim , Karışıklık ve anlaşmazlık
1. Bir har hurdur gidiyor.
1. Bir har hurdur gidiyor.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hare
Lisan : Farsça ḫārā
Telaffuz : ha:ra:
1. isim , isim , isim , isim , Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı, hayvanların rahatça hareket etmelerini sağlayan alanların bulunduğu tesis
1. Karacabey harası.
1. Karacabey harası.
Lisan : Fransızca haras
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yıkıntılar, harabeler, viraneler
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , İçkili eğlence yeri, meyhane
Lisan : Arapça ḫarābāt
Telaffuz : hara:ba:tı
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Maddi şeylere değer vermediği için üstüne başına özenmeyen
2. Vaktini meyhanelerde veya zevk ve sefada geçiren (kimse)
1. Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim
1. Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim
Lisan : Arapça ḫarābātī
Telaffuz : hara:ba:ti:
1. isim , isim , isim , isim , Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
1. Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu.
1. Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu.
2. Kalıntı
1. Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz.
1. Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz.
Lisan : Arapça ḫarābe
Telaffuz : hara:be
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Meyhaneye giden, âlemci
1. Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim
1. Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim
Lisan : Arapça ḫarābī
Telaffuz : hara:bi:
1. isim , isim , isim , isim , Haraplık
1. Beyin korteksinin harabiyeti sonucu bir olguyla karşı karşıya imişiz.
1. Beyin korteksinin harabiyeti sonucu bir olguyla karşı karşıya imişiz.
Lisan : Arapça ḫarābiyet
1. isim , isim , isim , isim , Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi
Lisan : Arapça ḫarāc