92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Olay
1. Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?
1. Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?
Lisan : Arapça ḥādis̱e
Telaffuz : ha:dise
1. olay çıkarmak
1. Gürültü etmeden, iz bırakmadan, hadise çıkarmadan çalışıyorlar, arılar gibi.
1. Gürültü etmeden, iz bırakmadan, hadise çıkarmadan çalışıyorlar, arılar gibi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olaylı
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Olaylı bir biçimde
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olaysız
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Olaysız bir biçimde
1. Son senenin ilkbaharı hadisesiz geçti.
1. Son senenin ilkbaharı hadisesiz geçti.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sayılamayacak derecede çok
1. Uykuda gözünün önüne hadsiz hesapsız münasebetsizlikler gelir.
1. Uykuda gözünün önüne hadsiz hesapsız münasebetsizlikler gelir.
sağ haf, santrhaf, sol haf
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Hücumcularla savunucular arasında yer alan oyuncu
Lisan : İngilizce half
1. isim , isim , isim , isim , Sıkıntı, çarpıntı, afakan
1. Gece, hafakanlar içinde, vaziyeti unutup da elektrik düğmesini çevirdiğim zaman korkunç bir 'tık' sedası duydum.
1. Gece, hafakanlar içinde, vaziyeti unutup da elektrik düğmesini çevirdiğim zaman korkunç bir 'tık' sedası duydum.
Lisan : Arapça ḫafaḳān
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Kötü bir durumdan uzak bulunmayı dilemek için `Allah bizi korusun` anlamında kullanılan bir söz
Lisan : Arapça ḥafaẓanallah
Telaffuz : hafaza'nallah
hafi celse
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Gizli, saklı
Lisan : Arapça ḫafī
Telaffuz : hafi:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gizli oturum
hafif güverte, hafif hafif, hafif hapis cezası, hafif makineli, hafifmeşrep, hafif rüzgâr, hafif sanayi, hafif sıklet, hafif tertip, hafif uyku, hafif yollu, eli hafif, uykusu hafif
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
2. Güç veya yorucu olmayan, kolay
1. Hafif bir iş.
1. Hafif bir iş.
3. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
1. Hafif bir kadın.
1. Hafif bir kadın.
4. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)
1. Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi.
1. Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi.
5. Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
1. Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi.
1. Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi.
6. Etkisi az olan, sert karşıtı
1. Hafif bir içki.
1. Hafif bir içki.
7. Önemli olmayan
1. Hafif bir ceza.
1. Hafif bir ceza.
8. Çok dik olmayan (sırt, yokuş)
1. Hafif bir meyilden indik.
1. Hafif bir meyilden indik.
9. Gücü az olan, belli belirsiz
1. Yaprakların hafif iniltisi içinde, çalılıklar arasından geçerek denizaltının demir attığı koya doğru yaklaşıyoruz.
1. Yaprakların hafif iniltisi içinde, çalılıklar arasından geçerek denizaltının demir attığı koya doğru yaklaşıyoruz.
10. zarf , zarf , zarf , zarf , Sıkıntısız, ferah, rahat olarak
1. Kendimi bugün çok hafif hissediyorum.
1. Kendimi bugün çok hafif hissediyorum.
Lisan : Arapça ḫafīf
1. ağırlığı fazla olmamak
1. Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı.
1. Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , önemsiz görmek, değer verilmemek
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ana güverteyi güneşten korumak için yapılan özel güverte, tente güvertesi
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş yavaş, ağır ağır
1. Ayaklarımı hafif hafif sendeleyerek yürüyordum.
1. Ayaklarımı hafif hafif sendeleyerek yürüyordum.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Ayrı hücreye kapatılmaksızın çektirilen hapis cezası
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Elde taşınabilen mitralyöz
1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Rüzgâr çizelgesinde hızı 7-10 deniz mili olan ve kuvveti 3 ile gösterilen rüzgâr
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte 68, boks ve halterde 67,5 kilogram olarak belirlenmiş ağırlık, horoz ağırlık, horoz sıklet
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan
1. Belli ki hafif tertip başı duman.
1. Belli ki hafif tertip başı duman.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla
1. Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana düşman kesiliyordum.
1. Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana düşman kesiliyordum.