92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Karagöz oyununda kendini halktan üstün görme, bilgiçlik taslama, kitap dili kullanma vb. özentileri olan kimse
Özel: Evet
Telaffuz : haci:vat
1. isim , isim , isim , isim , Yere nasıl bırakılırsa bırakılsın, dibinde bulunan ağırlık sebebiyle dik bir durum alan oyuncak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güç durumlarda çıkarı için kişiliğinden özveride bulunarak kendini çabucak toparlamayı beceren kimse
Telaffuz : hacı'yatmaz
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , gök bilimi , gök bilimi , Samanyolu
Özel: Evet
Telaffuz : hacı'yolu
haczetmek
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması
1. Türkân'ın kocası oturdukları evin eşyalarını hacizden zor kurtarmıştı.
1. Türkân'ın kocası oturdukları evin eşyalarını hacizden zor kurtarmıştı.
Lisan : Arapça ḥacz
1. borçlunun malına el koymak
1. Ya parayı verirsiniz ya da haciz korum.
1. Ya parayı verirsiniz ya da haciz korum.
1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Haciz altına alınmış, mahcuz
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , 343 bilgisayar korsanı
Lisan : İngilizce hacker
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Haça benzeyen
Lisan : Farsça hācvārī
Telaffuz : haçva:ri
1. -i , -i , hukuk , hukuk , -i , -i , hukuk , hukuk , Bir alacağın ödenmesi için borçlunun geçim ve mesleğinde gerekli olan şeyler dışında kalan para, aylık veya malına icra dairesi el koymak
Lisan : Arapça ḥacz + Türkçe etmek
Telaffuz : ha'czetmek
haddikifaye, haddinden fazla, haddizatında, faiz haddi, istiap haddi, kâr haddi, yaş haddi
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sınır, uç
2. Derece
1. İnsan buna bir hadde kadar göz yumabilir.
1. İnsan buna bir hadde kadar göz yumabilir.
3. İnsanın yetki ve değeri
1. Haddim değil.
1. Haddim değil.
4. matematik , matematik , matematik , matematik , Terim
Lisan : Arapça ḥadd
hadde fabrikası, haddehane
1. isim , isim , isim , isim , Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç
Lisan : Arapça ḥādde
1. isim , isim , isim , isim , Som demire çubuk, köşebent, levha, ray vb. biçimler verilen yapımevi
1. madenleri tel durumuna getirmek için haddeyi kullanmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , en küçük ayrıntısına kadar incelemek, dikkatle araştırmak
1. isim , isim , isim , isim , Büyük yassı levhaların eritildiği, merdanelerden geçirildiği yer
Lisan : Arapça ḥādde + Farsça ḫāne
Telaffuz : haddeha:ne
1. -i , -i , madencilik , madencilik , -i , -i , madencilik , madencilik , Madenleri haddeden geçirerek birtakım işlemler sonucu istenilen biçime getirmek
1. sayılamayacak kadar çok, sınırsız, ölçüsüz
1. Çocuklara yemiş getirenin haddi hesabı yok.
1. Çocuklara yemiş getirenin haddi hesabı yok.
1. `onun bunu yapmaya yetkisi veya yeteneği yoktur` anlamında kullanılan bir söz
1. Haddine mi düşmüş senin, saçımın teline bile ulaşamazsın.
1. Haddine mi düşmüş senin, saçımın teline bile ulaşamazsın.
1. hakkı veya yetkisi olmamak
1. Burada sigara içmek ve lakırtıya karışmak onların haddi değildi.
1. Burada sigara içmek ve lakırtıya karışmak onların haddi değildi.