Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
haddikifaye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yeterlik derecesi


Lisan : Arapça ḥadd + kifāye

Telaffuz : ha'ddikifa:ye

haddikifayeyi bulmak
Anlamı:

1. yeterince olmak


haddinden fazla
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gereğinden çok, aşırı


haddini aşmak
Anlamı:

1. ölçüyü kaçırmak, aşırı gitmek

Örnek:

1. Elverir ki insanı insan eden bu kuvvet, haddini aşmasın ve delilik çapına varmasın.

1. Elverir ki insanı insan eden bu kuvvet, haddini aşmasın ve delilik çapına varmasın.


haddini bildirmek
Anlamı:

1. sert bir karşılıkla uslandırmak, yola getirmek, cezalandırmak

Örnek:

1. Pestil gibi yerlerde uzandığıma bakma, anam, ben şu huysuza haddini bildirirdim.

1. Pestil gibi yerlerde uzandığıma bakma, anam, ben şu huysuza haddini bildirirdim.


Ön Takı : (birine)

haddini bilmek
Anlamı:

1. kendi değer ve yeteneğinin farkında olmak

Örnek:

1. Kişi haddini bilmeli de kendine yakışacak sevdalara düşmeli.

1. Kişi haddini bilmeli de kendine yakışacak sevdalara düşmeli.

2. konumuna, durumuna uygun davranmak


haddini bilmeyene bildirirler
Anlamı:

1. `çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularda yüksekten atanlara sert karşılıklarla gereken dersler verilir` anlamında kullanılan bir söz


haddizatında
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aslında

Örnek:

1. Haddizatında bir kırpıntı bohçasını andıran kabinesine plancı, reformcu hükûmet adını takmıştı.

1. Haddizatında bir kırpıntı bohçasını andıran kabinesine plancı, reformcu hükûmet adını takmıştı.


Telaffuz : ha'ddiza:tında

hademe

İlgili Kelimeler:

hademeihayrat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odacı

Örnek:

1. Uzakta bir hademe, taş yürekli bir sesle koğuşlara haykırıyor.

1. Uzakta bir hademe, taş yürekli bir sesle koğuşlara haykırıyor.


Lisan : Arapça ḫademe

hademeihayrat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Camilerde gönüllü çalışan, getir götür işlerini yapan kimse


Lisan : Arapça ḫademe + ḫayrāt

Telaffuz : hademe'ihayra:tı

hademelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Odacılık


hadi

İlgili Kelimeler:

hadi hadi

Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Haydi


Telaffuz : ha'di

hadi canım sen de
Anlamı:

1. haydi canım sen de


hadi hadi
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Kısa kes, işi uzatma, bizi aldatamazsın` anlamlarında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Hadi hadi! Ben seni bilirim, beni kandıramazsın.

1. Hadi hadi! Ben seni bilirim, beni kandıramazsın.

2. Çabukluk, acele bildiren bir seslenme sözü

Örnek:

1. Hadi hadi! Gidiyoruz.

1. Hadi hadi! Gidiyoruz.

3. Geri çevirme, başından savma sözü

Örnek:

1. Hadi hadi! Şimdi işim var.

1. Hadi hadi! Şimdi işim var.


hadi oradan
Anlamı:

1. haydi oradan


hadim
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hizmet eden


Lisan : Arapça ḫādim

Telaffuz : ha:dim

Hadim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ha:dim

hadım

İlgili Kelimeler:

hadım ağası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kısırlaştırılmış erkek


Lisan : Arapça ḫādim

hadım ağası
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Harem ağası


hadım etmek
Anlamı:

1. kısırlaştırmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , köreltmek, önemini azaltmak

Örnek:

1. Bugün Batı dünyasında sanatı, tüketim toplumu modelinin yararına olmak üzere hadım etme çabalarına rastlanmakta.

1. Bugün Batı dünyasında sanatı, tüketim toplumu modelinin yararına olmak üzere hadım etme çabalarına rastlanmakta.


hadımlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hadımlaştırmak işi


hadımlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Eneyerek kısırlaştırmak


hadımlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hadım olma durumu


hadis
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Hz. Muhammed'in söz ve davranışları

2. Bu söz ve davranışları inceleyen bilim


Lisan : Arapça ḥadīs̱

hadisat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Olaylar, hadiseler

Örnek:

1. Hadisat şimdi burnunu da sürtmüş olduğundan ilk karısına karşı iyi davranıyordu.

1. Hadisat şimdi burnunu da sürtmüş olduğundan ilk karısına karşı iyi davranıyordu.


Lisan : Arapça ḥādis̱āt

Telaffuz : ha:disa:tı