92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Güncel duruma getirmek, aktüelleştirmek
1. En yapay, en saçma sorunları bile güncelleştirip kitleye mal etmekte üstüne yoktu.
1. En yapay, en saçma sorunları bile güncelleştirip kitleye mal etmekte üstüne yoktu.
2. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Programların veya yazılımların yeni sürümlerini bilgisayara yüklemek
1. -i , -i , -i , -i , Güncelleme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Güncellemeye gücü yetmek
1. önemini sürdürmek, yitirmemek
1. Bu sorun hâlâ bütün güncelliğini korumaktadır.
1. Bu sorun hâlâ bütün güncelliğini korumaktadır.
1. süre aşımına uğrayarak önem ve değerini yitirmek
1. Güncelliklerini yitirdikçe ölen o yazılar gibi şiirler de ölür.
1. Güncelliklerini yitirdikçe ölen o yazılar gibi şiirler de ölür.
1. günlük işler yaparak gelir sağlamak
1. Kör Mustafa bahçelerde çalışır, gündeliğe gider, sarnıç sıvar, dam aktarır, kuyu kazar.
1. Kör Mustafa bahçelerde çalışır, gündeliğe gider, sarnıç sıvar, dam aktarır, kuyu kazar.
1. isim , isim , isim , isim , Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye
1. Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek.
1. Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek.
2. Günlük iş
1. Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu.
1. Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her günkü, yevmi
1. Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi.
1. Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her gün yayımlanan, her gün çıkan
1. Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu.
1. Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Gündelikle çalışan kimse, yevmiyeci
1. Dul kaldığı günden beri zengin evlerde gündelikçi olarak çalışan bu kadın, oğlunun tahsil etmesini istiyordu.
1. Dul kaldığı günden beri zengin evlerde gündelikçi olarak çalışan bu kadın, oğlunun tahsil etmesini istiyordu.
2. Gündelikle ev işlerinde çalışan kimse
gündem dışı
1. isim , isim , isim , isim , Toplantılarda görüşülecek konuların bütünü, ruzname
2. Yaşanan günlük olaylar
1. bir toplantıda bir konuyu tartışmak, görüşmek için önermek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir konuya güncellik kazandırmak
1. doğal akışı içinde ilerleyen işlerin bir sebepten dolayı yönünü değiştirmek
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gün geçtikçe, gittikçe, gün günden
1. İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor.
1. İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aynı günde olan
2. Çağcıl
1. Avusturya edebiyatının en güçlü gündeş yazarlarından biri olan I. Bachmann...
1. Avusturya edebiyatının en güçlü gündeş yazarlarından biri olan I. Bachmann...
3. Güncel
1. Oğuz Atay'ın her cümlesi özel, dahası gündeş anlamlar taşıyan hikâyesine sığınmıştım.
1. Oğuz Atay'ın her cümlesi özel, dahası gündeş anlamlar taşıyan hikâyesine sığınmıştım.
1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gü'ndoğmuş
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ayçiçeği
1. Mısırlar, gündöndüler bozulmuş, içi tezekle sıvalı harmanlara getirilmişti.
1. Mısırlar, gündöndüler bozulmuş, içi tezekle sıvalı harmanlara getirilmişti.
Telaffuz : gü'ndöndü