1. isim , isim , isim , isim , Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye
1. Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek.
1. Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek.
2. Günlük iş
1. Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu.
1. Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her günkü, yevmi
1. Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi.
1. Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her gün yayımlanan, her gün çıkan
1. Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu.
1. Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu.