Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
güçleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Güç duruma getirmek

Örnek:

1. Eniştesinin saflığından cesaret alarak ablasının husumetkâr davranması, evdeki mevkisini güçleştiriyordu.

1. Eniştesinin saflığından cesaret alarak ablasının husumetkâr davranması, evdeki mevkisini güçleştiriyordu.


güçlü

İlgili Kelimeler:

güçlü kuvvetli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gücü olan, kudretli, kuvvetli, yavuz

Örnek:

1. Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı.

1. Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı.

2. Şiddeti çok olan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu

Örnek:

1. Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi.

1. Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Nitelikleri ile etki yaratan, etkili

Örnek:

1. Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum.

1. Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum.


güçlü kuvvetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlığı, gücü, kuvveti yerinde olan

Örnek:

1. Güçlü kuvvetli kız, boyca ondan en az iki karış yüksek.

1. Güçlü kuvvetli kız, boyca ondan en az iki karış yüksek.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Maddi ve manevi bakımlardan gücü, destekçisi olan, torpili olan


güçlüğü (veya güçlükleri) yenmek
Anlamı:

1. bir güçlüğü, zorluğu ortadan kaldırmak


güçlük

İlgili Kelimeler:

iş güçlüğü, konuşma güçlüğü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zorluk

Örnek:

1. Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor.

1. Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor.

2. Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat

Örnek:

1. Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar.

1. Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar.

3. Engel, pürüz

Örnek:

1. Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı.

1. Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı.


güçlük çekmek
Anlamı:

1. maddi açıdan sıkıntı içinde olmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , zorlanmak

Örnek:

1. Cellat bana bu aynanın evveliyatını anlattığında ona inanmakta güçlük çektim.

1. Cellat bana bu aynanın evveliyatını anlattığında ona inanmakta güçlük çektim.


güçlük çıkarmak
Anlamı:

1. bir şeyin gerçekleşmesini engelleyici sebepler ileri sürmek

Örnek:

1. Ancak çoğu sansür görevlisi de rüşvet alabilmek için güçlük çıkarıyordu.

1. Ancak çoğu sansür görevlisi de rüşvet alabilmek için güçlük çıkarıyordu.


güçlükle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kolay olmayan bir biçimde, öle dirile, zar zor, zor bela

Örnek:

1. Pazartesi gecesi celepleri güçlükle savdı.

1. Pazartesi gecesi celepleri güçlükle savdı.


Telaffuz : güçlü'kle

Güçlükonak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şırnak iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : güçlü'konağı

güçlülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güçlü olma durumu


güçsünme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güçsünmek durumu


güçsünmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin yapılması zor gelmek


güçsüz

İlgili Kelimeler:

işsiz güçsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gücü olmayan, âciz


güçsüz düşmek
Anlamı:

1. gücü yetmemek

Örnek:

1. Silahlarından birini elinden bırakmış, güçsüz düşmüştür.

1. Silahlarından birini elinden bırakmış, güçsüz düşmüştür.


güçsüzce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Güçsüz bir biçimde


Telaffuz : güçsü'zce

güçsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güçsüz olma durumu, güçsüze yakışacak davranış, kuvvetsizlik, aciz, iktidarsızlık

Örnek:

1. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı.

1. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı.


gücü

İlgili Kelimeler:

gücü ipliği

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bez tezgâhında ipliği ayarlayan tezgâh tarağı


gücü gücü yetene
Anlamı:

1. haklılığa değil kaba kuvvete veya güce dayanılarak


gücü gücüne
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zorlayarak

Örnek:

1. Gücü gücüne Sansaroğulları'nın yanında bir yazıcılık bulabildim.

1. Gücü gücüne Sansaroğulları'nın yanında bir yazıcılık bulabildim.

2. Zorlukla


gücü ipliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dokumada kullanılan sağlam, kalın iplik


gücü kesilmek
Anlamı:

1. kuvveti, takati azalmak

Örnek:

1. Yavaş yavaş gücüm kesiliyor, işte o zaman ağlamaya başlıyorum.

1. Yavaş yavaş gücüm kesiliyor, işte o zaman ağlamaya başlıyorum.


gücü yetmek
Anlamı:

1. eldeki imkânlarla ancak altından kalkabilmek, üstesinden gelebilmek

Örnek:

1. Zaman zaman, şiirin ne olduğunu elimin erdiği, gücümün yettiği kadar anlatmaya çalıştım.

1. Zaman zaman, şiirin ne olduğunu elimin erdiği, gücümün yettiği kadar anlatmaya çalıştım.

2. üstesinden gelebilir olmak

Örnek:

1. Biz gücümüz yettiğince ve gönlümüzün isteğince sizi anlatmaya çalıştık.

1. Biz gücümüz yettiğince ve gönlümüzün isteğince sizi anlatmaya çalıştık.


gücük

İlgili Kelimeler:

gücük ay

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Kısa, bodur, gelişmemiş, güdük

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kuyruksuz, kuyruğu kesik (hayvan)

3. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , Ağaç direklerin hazırlanması sırasında artakalan kısa parça


gücük ay
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Şubat


gücümseme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gücümsemek işi