92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin yapılmasını güç görmek, bir işi isteksiz yapmak
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Dara dar
2. Güçlükle, ancak, zorla
Telaffuz : gü'cün
1. gönlü kırılmak, onuruna dokunmak
1. Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor.
1. Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor.
Ön Takı : (bir şey birinin)
1. `Gucur` diye kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak
1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.
1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Beze
Lisan : Arapça ġudde
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Ardına düşmek, kovalamak, sürmek
güderihane
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu meşinden yapılmış
1. Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı.
1. Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı.
Lisan : Farsça gevderī
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güderinin yapıldığı yer
Lisan : Farsça gevderī + ḫāne
Telaffuz : güderiha:ne
içgüdü
1. isim , isim , isim , isim , Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik
1. Çocuğun bunalım geçirmesi, gelişen cinsel güdülerini doyuramaması anlamındadır.
1. Çocuğun bunalım geçirmesi, gelişen cinsel güdülerini doyuramaması anlamındadır.
2. Bir etkinlik veya işin gizli sebebi
3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Kaynağı akıl olan sebep, saik
1. Sevgi bir dürtü, ödev bir güdüdür.
1. Sevgi bir dürtü, ödev bir güdüdür.
4. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi, saik
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin
Lisan : Arapça ġudūbet
Telaffuz : gudu:bet
1. isim , isim , isim , isim , Gütme işini yapan kimse
1. Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz.
1. Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz.
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çoban, sığırtmaç
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa
1. Güdük minare.
1. Güdük minare.
2. Kuyruğu kesik veya kopmuş
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yetersiz, sonuç vermemiş
1. Boş elleri ve yavan bakışları ile ne güdük bir görünüşü var.
1. Boş elleri ve yavan bakışları ile ne güdük bir görünüşü var.