Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gücümsemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin yapılmasını güç görmek, bir işi isteksiz yapmak


gücün
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Dara dar

2. Güçlükle, ancak, zorla


Telaffuz : gü'cün

gücüne gitmek
Anlamı:

1. gönlü kırılmak, onuruna dokunmak

Örnek:

1. Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor.

1. Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamayacağımızı düşünmek bizi sinirlendiriyor, gücümüze gidiyor.


Ön Takı : (bir şey birinin)

gücüne koşmak
Anlamı:

1. bir sorunun kolay çözümü varken onu güçleştirmek


gucurdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gucurdamak işi


gucurdamak
Anlamı:

1. `Gucur` diye kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak

Örnek:

1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.

1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.


gudde
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , anatomi , anatomi , Beze


Lisan : Arapça ġudde

güdebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güdebilmek işi


güdebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gütme ihtimali veya imkânı bulunmak


güdek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Amaçlanan sonuç, güdülen şey


güdeksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir amaca dayanmayan


güdeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güdelemek işi, motivasyon


güdelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Ardına düşmek, kovalamak, sürmek


güderi

İlgili Kelimeler:

güderihane

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu meşinden yapılmış

Örnek:

1. Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı.

1. Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı.


Lisan : Farsça gevderī

güderici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güderi yapan veya satan kimse


güdericilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güdericinin yaptığı iş


güderihane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güderinin yapıldığı yer


Lisan : Farsça gevderī + ḫāne

Telaffuz : güderiha:ne

güderileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güderilemek işi


güderilemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Güderi işlemlerini yapmak


güdü

İlgili Kelimeler:

içgüdü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik

Örnek:

1. Çocuğun bunalım geçirmesi, gelişen cinsel güdülerini doyuramaması anlamındadır.

1. Çocuğun bunalım geçirmesi, gelişen cinsel güdülerini doyuramaması anlamındadır.

2. Bir etkinlik veya işin gizli sebebi

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Kaynağı akıl olan sebep, saik

Örnek:

1. Sevgi bir dürtü, ödev bir güdüdür.

1. Sevgi bir dürtü, ödev bir güdüdür.

4. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi, saik


gudubet
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin


Lisan : Arapça ġudūbet

Telaffuz : gudu:bet

gudubetlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gudubet olma durumu


güdücü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gütme işini yapan kimse

Örnek:

1. Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz.

1. Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çoban, sığırtmaç


güdücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güdücü olma durumu

2. Güdücünün yaptığı iş


güdük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa

Örnek:

1. Güdük minare.

1. Güdük minare.

2. Kuyruğu kesik veya kopmuş

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yetersiz, sonuç vermemiş

Örnek:

1. Boş elleri ve yavan bakışları ile ne güdük bir görünüşü var.

1. Boş elleri ve yavan bakışları ile ne güdük bir görünüşü var.