iş güçlüğü, konuşma güçlüğü
1. isim , isim , isim , isim , Zorluk
1. Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor.
1. Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor.
2. Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat
1. Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar.
1. Bir kere güçlük, ev bulmak ve eşya taşımak derdiyle başlar.
3. Engel, pürüz
1. Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı.
1. Güçlüklere bir başına da olsa karşı koyan insan, kuvvetli insan olmalı.