Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
âlimane
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Âlime yakışan

Örnek:

1. Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir.

1. Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Âlime yakışır bir biçimde


Lisan : Arapça ʿālim + Farsça -āne

Telaffuz : a:lima:ne

alımcı

İlgili Kelimeler:

dış alımcı

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tahsildar


alımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahsildarlık


alımlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alımlamak işi


alımlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Anlayarak kabul etmek

2. Alıntı yapmak

Örnek:

1. Halk sanatçısı olduğuna inandığım bu aktörden alımladığımı özetlemeye çalışacağım.

1. Halk sanatçısı olduğuna inandığım bu aktörden alımladığımı özetlemeye çalışacağım.


alımlı

İlgili Kelimeler:

alımlı çalımlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri

Örnek:

1. Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar.

1. Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar.


alımlı çalımlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gösterişli, güzel

Örnek:

1. O gün Hasan'ı alımlı çalımlı bir aktrisle rol yaparken gören Zehra çok kızdı.

1. O gün Hasan'ı alımlı çalımlı bir aktrisle rol yaparken gören Zehra çok kızdı.


âlimlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilginlik


alımlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alımlı olma durumu, çekicilik


alımsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekici olmayan, cazibesiz, albenisiz


alımsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alımsız olma durumu, albenisizlik, cazibesizlik


alın

İlgili Kelimeler:

alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü

2. Bazı şeylerin önü, ön yüzü

3. Karşı

Örnek:

1. Güneşin alnında durma.

1. Güneşin alnında durma.

4. madencilik , madencilik , madencilik , madencilik , Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi


alın (veya alnının) teri ile kazanmak
Anlamı:

1. hak ederek, çalışarak, emek vererek kazanmak

Örnek:

1. Ama ekmeklerini alınlarının teri ile kazanan, yalan dolan bilmeyen, gönülleri geniş insanlar yetiştiriyordu.

1. Ama ekmeklerini alınlarının teri ile kazanan, yalan dolan bilmeyen, gönülleri geniş insanlar yetiştiriyordu.


alın çatı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki kaşın arası, alnın ortası


alın damarı çatlamış
Anlamı:

1. ar damarı çatlamış


alın teri
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Emek

Örnek:

1. Senden alın teri, benden göz nuru.

1. Senden alın teri, benden göz nuru.


alın teri dökmek
Anlamı:

1. çok emek vermek, zahmetli bir iş görmek

Örnek:

1. Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi

1. Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi


alın yazısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazgı

Örnek:

1. Belki de gerçekten kaderdi, alın yazısıydı olanlar.

1. Belki de gerçekten kaderdi, alın yazısıydı olanlar.


alın yazısı değişmez
Anlamı:

1. `kişi ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremez` anlamında kullanılan bir söz


alınabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alınabilmek işi


alınabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Alınma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Böylece intikamının alınabileceğini hesaplamıştı.

1. Böylece intikamının alınabileceğini hesaplamıştı.


alinazik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir yemek türü


Telaffuz : alina:zik

alındı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz


alındılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Postaya ek ücret ödenerek alındı karşılığında verilen ve alıcısına ulaştırılması üstlenilmiş olan (mektup, paket vb.), taahhütlü


alındısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alındığını belirten herhangi bir belge verilmeyen