Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
algılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılanmak işi


algılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , ruh bilimi , ruh bilimi , nesnesiz , nesnesiz , ruh bilimi , ruh bilimi , Algılama işine konu olmak, idrak edilmek

Örnek:

1. İdea akılla algılananın en üst aşamasını yani kavramı tanımlar.

1. İdea akılla algılananın en üst aşamasını yani kavramı tanımlar.


algılatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılatabilmek işi


algılatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Algılatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Algılatma becerisi bulunmak


algılatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılatılmak işi


algılatılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Algılatma işine konu olmak


algılatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılatma işi


algılatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılatmak işi


algılatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , ruh bilimi , ruh bilimi , -i , -i , ruh bilimi , ruh bilimi , Algılama işini birine yaptırmak, idrak ettirmek

Örnek:

1. Aksi hâlde, koşulların ve ilişkilerin verimsizliğini izleyiciye nasıl algılatırız?

1. Aksi hâlde, koşulların ve ilişkilerin verimsizliğini izleyiciye nasıl algılatırız?


algılattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılattırmak işi


algılattırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Algılatma işini yaptırmak


algılayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılayabilmek işi


algılayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Algılama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Algılama becerisi bulunmak


algılayıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Algı yetisi olan (kimse)

2. isim , isim , isim , isim , Dedektör


algılayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılayıcı olma durumu


algılayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılama durumu

Örnek:

1. Bu ozanların yalnızca stilleri değil, dünyayı algılayışları bile birbirinden çok farklı.

1. Bu ozanların yalnızca stilleri değil, dünyayı algılayışları bile birbirinden çok farklı.


algılayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Algılayıvermek durumu


algılayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak algılamak


Telaffuz : algılayı'vermek

algın
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Cılız, zayıf, hastalıklı

2. Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun


algler
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Su yosunları


algoritma
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu


Lisan : Fransızca algorithme

Telaffuz : algori'tma

ali

İlgili Kelimeler:

Babıali, zatıalileri, zatıaliniz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yüce, yüksek

Örnek:

1. Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız.

1. Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız.


Lisan : Arapça ʿālī

Telaffuz : a:li:

Ali
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , `Kurnazca ve haince düzen` anlamında Ali Cengiz oyunu, `çok zorba` anlamında Ali kıran baş kesen, `bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek` anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz


Özel: Evet

Lisan : Arapça ʿalī

alı al, moru mor
Anlamı:

1. telaş veya yorgunluktan yüzü kıpkırmızı kesilmiş (olarak)

Örnek:

1. Çıplak, kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al, moru mor bir telaşla geliyordu.

1. Çıplak, kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al, moru mor bir telaşla geliyordu.


alı alına, moru moruna
Anlamı:

1. sağlıklı, kanlı canlı

Örnek:

1. Şahsına bakarsan iri yarı, alı alına, moru moruna, dinç, ablak bir insan.

1. Şahsına bakarsan iri yarı, alı alına, moru moruna, dinç, ablak bir insan.