92406 kayıt bulundu.
1. sevdalı olmak
1. Henüz bu yaşta, zavallı çocuk gönül çekmek nedir, bir büyük adam gibi biliyor.
1. Henüz bu yaşta, zavallı çocuk gönül çekmek nedir, bir büyük adam gibi biliyor.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yaşama gücünün yitmesi, ruhsal dengenin bozulması
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Sevdiğinden ayrılmamak için onun her davranışına katlanan kimse
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İnsanı oyalayıp hoşça vakit geçirten şey veya kimse
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse, rint, ehlidil
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İç rahatlığı, dertsizlik
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , seçmek için aklından birçok şey geçirmek
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Rahat ve huzurlu olma
1. Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya.
1. Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya.
1. kendisine yakıştıramadığı bir şeye razı olmak
1. Oysa o oturmamıştı bile sofraya, bir fincan çay içmeye gönül indirmemişti.
1. Oysa o oturmamıştı bile sofraya, bir fincan çay içmeye gönül indirmemişti.
1. `güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir` anlamında kullanılan bir söz
1. birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek
1. Osman Efendi iyi adamdı, kimsenin gönlünü kırmazdı.
1. Osman Efendi iyi adamdı, kimsenin gönlünü kırmazdı.
1. `insanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliğini yitirmez` anlamında kullanılan bir söz
1. Yaşlıdır, gönül kocamaz derler, o da kocamadığı için bir genç koca arar.
1. Yaşlıdır, gönül kocamaz derler, o da kocamadığı için bir genç koca arar.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Sevda yüzünden gülünç durumlara düşmüş kimse
1. isim , isim , isim , isim , Aşk yüzünden ortaya çıkan sorun, aşk derdi
1. Gönül meselesinde ise ne yapıp bir çare bulmalıydı.
1. Gönül meselesinde ise ne yapıp bir çare bulmalıydı.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Hoşa giden
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İç rahatlığı, iç huzuru, baş dinçliği, huzur
1. O günden sonra Mustafa Kemal, tuttuğu yolu bilen, gideceği yeri gören insanların gönül rahatlığına kavuştu.
1. O günden sonra Mustafa Kemal, tuttuğu yolu bilen, gideceği yeri gören insanların gönül rahatlığına kavuştu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İç rahatlığıyla olur verme
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Doygunluk, istiğna
1. Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.
1. Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Gönül almayı bilen kimse