92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Su, çukurlarda birikmek, gölcük olmak
1. Briket aralıklarından konduların içine su doldu. Orta yerde göllendi.
1. Briket aralıklarından konduların içine su doldu. Orta yerde göllendi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gol olmaya elverişli, gol olabilecek
1. Bu, gollük bir şuttu.
1. Bu, gollük bir şuttu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gölü olan (yer)
1. Memleketimiz geniş kıyıları, göllük, dağlık bölgeleri ile çekici bir turist memleketi olabilir.
1. Memleketimiz geniş kıyıları, göllük, dağlık bölgeleri ile çekici bir turist memleketi olabilir.
1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gö'lmarmara
1. isim , isim , isim , isim , Sivas iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gö'lova
1. isim , isim , isim , isim , Bilecik iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gö'lpazarı
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yük taşıyan ve binilen at, eşek, beygir, katır vb. hayvan
1. Gölüğü yitirdim. -Ne gölüğü? Eşek hani, eşeği yitirdim de.
1. Gölüğü yitirdim. -Ne gölüğü? Eşek hani, eşeği yitirdim de.
1. isim , isim , isim , isim , Düzce iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gö'lyaka
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine
Lisan : Fransızca gomme-laque
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Gömme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Doğru, hakları vardı, koskoca sandalıyla da beraber gömemezdiler ama çok sevdiği, gözü gibi esirgediği ağlarıyla gömebilirlerdi.
1. Doğru, hakları vardı, koskoca sandalıyla da beraber gömemezdiler ama çok sevdiği, gözü gibi esirgediği ağlarıyla gömebilirlerdi.
2. Gömmeye gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : gö'meci
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Masmavi
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Olgunlaşmamış
Telaffuz : gö'mgök
1. evlat olarak kabul etmek, evlat edinmek
Ön Takı : (birini)
ateşten gömlek, don gömlek, kırmızı gömlek, yakasız gömlek, yedi gömlek uzak, deli gömleği, Frenk gömleği, yılan gömleği
1. isim , isim , isim , isim , Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi
1. Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı.
1. Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı.
2. Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon
3. Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı
1. Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı.
1. Don ve gömleği ile fırlamış erkekler kapıların önlerinde giyiniyorlardı.
4. Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf
1. İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır.
1. İplik dikiş, karton kapak ve beş renkli kuşe gömlek içinde çıkacak olan ... kitaplığımızın en değerli eserleri arasında yer alacaktır.
5. Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf
6. Dosya kartonu
7. Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Göbek, batın
1. İki gömlek yukarı dedesi filancadır.
1. İki gömlek yukarı dedesi filancadır.
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Basamak, kat, derece
1. İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir.
1. İki pehlivan yenişememiştir ama Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir.
1. yılan üst derisini değiştirmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , huy veya düşünce değiştirmek
1. Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor.
1. Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor.
1. isim , isim , isim , isim , Gömlek diken veya satan kimse
1. Bunu, mahalledeki dikişçi kadın değil, maharetli ve şöhretli erkek gömlekçiler dikerdi.
1. Bunu, mahalledeki dikişçi kadın değil, maharetli ve şöhretli erkek gömlekçiler dikerdi.