Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
girizgâh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir başka söze yol açmak için söylenen söz, girişlik

Örnek:

1. Merakımızı uyandıracak bir girizgâh yapınca, hiç yemek düşünecek hâlim kalmamıştı.

1. Merakımızı uyandıracak bir girizgâh yapınca, hiç yemek düşünecek hâlim kalmamıştı.


Lisan : Farsça gürīzgāh

Telaffuz : girizgâ:hı

gırla
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Alabildiğine, çokça

Örnek:

1. Elbette ya... O köşkte uşaklar, bahçıvanlar gırla.

1. Elbette ya... O köşkte uşaklar, bahçıvanlar gırla.


Telaffuz : gı'rla

gırla gitmek
Anlamı:

1. uzun sürmek, sürüp gitmek

Örnek:

1. Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor.

1. Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor.

2. bol bol ortaya dökülüp harcanmak


girme

İlgili Kelimeler:

koltuğa girme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Girmek işi

Örnek:

1. Bu iyi bir şeydi ama yine de benim yüzümden böyle bir duruma girmesini istemiyordum.

1. Bu iyi bir şeydi ama yine de benim yüzümden böyle bir duruma girmesini istemiyordum.


girmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Dışarıdan içeriye geçmek

Örnek:

1. Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum.

1. Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum.

2. Sığmak

Örnek:

1. Elim bu eldivene girmiyor.

1. Elim bu eldivene girmiyor.

3. Katılmak

Örnek:

1. Bugün edebiyat imtihanına girdim.

1. Bugün edebiyat imtihanına girdim.

4. Almak, fethetmek

Örnek:

1. Ordularımız İstanbul'a girdiler.

1. Ordularımız İstanbul'a girdiler.

5. İncelemek, ayrıntılara inmek

6. Girişmek, başlamak

Örnek:

1. Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum.

1. Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum.

7. Bulaşmak

Örnek:

1. Koyunlara kelebek hastalığı girdi.

1. Koyunlara kelebek hastalığı girdi.

8. Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak

Örnek:

1. Denize girmek. Ceketinin ucu tabağa giriyor.

1. Denize girmek. Ceketinin ucu tabağa giriyor.

9. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Zaman anlamlı kavramlar için gelmek

Örnek:

1. İlkbahar girdi.

1. İlkbahar girdi.

10. Ağrı, sancı başlamak, saplanmak

11. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek

Örnek:

1. Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu.

1. Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu.

12. İyice anlamak, iyice bilmek

13. Kavgaya tutuşmak

14. Erişmek, ulaşmak

Örnek:

1. Yirmisine girdi.

1. Yirmisine girdi.

15. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak

Örnek:

1. Tuz genellikle her yemeğe girer.

1. Tuz genellikle her yemeğe girer.

16. Yazılmak, başlamak

Örnek:

1. Okula girdi.

1. Okula girdi.

17. Yemek yemek

18. Yüklenmek

19. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Tecavüz etmek, geçmek

Örnek:

1. Komşu, tarlamıza beş metre girdi.

1. Komşu, tarlamıza beş metre girdi.


girmelik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Giriş ücreti


gırnata
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Klarnet

Örnek:

1. Bir Çingene gırnatası çalıyordu.

1. Bir Çingene gırnatası çalıyordu.


Telaffuz : gırna'ta

gırnatacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Klarnetçi

Örnek:

1. Gırnatacı hemen koşup gelmiş, sazını saygı ile uzatmıştı.

1. Gırnatacı hemen koşup gelmiş, sazını saygı ile uzatmıştı.


gırnatacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Klarnetçilik


gırt
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert veya kalın bir şey kesilirken çıkan ses


gırtlağına basmak
Anlamı:

1. birine bir şey yaptırmak için dayatmak veya inat etmek


gırtlağına düşkün
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok yiyip içen


gırtlağına kadar
Anlamı:

1. çok fazla

Örnek:

1. İşrete düşkünlüğünü anlata anlata bitiremiyorlar, gırtlağına kadar borç içindeymiş.

1. İşrete düşkünlüğünü anlata anlata bitiremiyorlar, gırtlağına kadar borç içindeymiş.


gırtlağına sarılmak
Anlamı:

1. peşini bırakmamak, musallat olmak

Örnek:

1. Şimdiye kadar bana iki paralık faydan dokundu mu ki her gün alacaklı gibi gırtlağıma sarılıyorsun!

1. Şimdiye kadar bana iki paralık faydan dokundu mu ki her gün alacaklı gibi gırtlağıma sarılıyorsun!


Ön Takı : (birinin)

gırtlağından kesmek
Anlamı:

1. herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından kesmek, tasarruf etmek


gırtlak

İlgili Kelimeler:

gırtlak ünsüzü, gırtlağına düşkün

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Soluk borusunun üst bölümü, ümük, imik, hançere

Örnek:

1. Gırtlak veremi midir nedir, çehresinde damla kan yok.

1. Gırtlak veremi midir nedir, çehresinde damla kan yok.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yiyip içme

Örnek:

1. Gırtlak derdi.

1. Gırtlak derdi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ses rengi, yapısı


gırtlak gırtlağa gelmek
Anlamı:

1. kıyasıya dövüşmek


gırtlak ünsüzü
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Akciğerlerden gelen havanın gırtlaktaki yarı kapalı engellere çarpıp gevşemesi ile oluşan sert ünsüz


gırtlaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gırtlaklamak işi


gırtlaklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birinin gırtlağını sıkmak


gırtlaklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gırtlaklaşmak işi


gırtlaklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birbirinin gırtlağına sarılarak dövüşmek


gırtlaklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gırtlaklama işi


gırtlaksı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Gırtlakta boğumlanan (ses)


gişe

İlgili Kelimeler:

kapalı gişe

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer, şalter

Örnek:

1. Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz.

1. Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz.


Lisan : Fransızca guichet