Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gitar

İlgili Kelimeler:

basgitar

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Genellikle ahşap gövdeli, perdeli, altı teli olan, telleri parmakla çekilerek veya pena ile vurularak çalınan bir telli çalgı


Lisan : Fransızca guitare

gitarcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitar çalan kimse, gitarist


gitarcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitarcının yaptığı iş


gitarist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitarcı


Lisan : Fransızca guitariste

gitgide
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zaman ilerledikçe, giderek, gittikçe, ileride

Örnek:

1. Hava sıcak, yol çorak, gitgide / Azalmıştı yiyecek heybede

1. Hava sıcak, yol çorak, gitgide / Azalmıştı yiyecek heybede


Telaffuz : gi'tgide

gitme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitmek işi

Örnek:

1. Uykusuzluğu ertesi gün ve daha sonraki günler de devam edince bir hekime gitme kararı aldı.

1. Uykusuzluğu ertesi gün ve daha sonraki günler de devam edince bir hekime gitme kararı aldı.


gitmek fiil

İlgili Kelimeler:

gide gele, gide gide, gitgide, gitmeli gelmeli

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir yere doğru yönelmek

2. -den , -den , -den , -den , Bir yerden veya bir işten ayrılmak

3. Çıkmak, ulaşmak

Örnek:

1. Bu yol nereye gider?

1. Bu yol nereye gider?

4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak

Örnek:

1. Her gün çalışmaya gidiyor.

1. Her gün çalışmaya gidiyor.

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sürmek, devam etmek

Örnek:

1. Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin.

1. Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin.

6. Yakışmak, yaraşmak

Örnek:

1. Bu renk ona gitmedi.

1. Bu renk ona gitmedi.

7. Tüketilmek, harcanmak

Örnek:

1. Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor.

1. Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor.

8. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Götürülmek, gönderilmek

Örnek:

1. Haber daha yeni gitti.

1. Haber daha yeni gitti.

9. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeter olmak, yetmek, yetişmek

Örnek:

1. İki ton kömür üç ay gider.

1. İki ton kömür üç ay gider.

10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yürümek, yol almak

Örnek:

1. Bu at iyi gider.

1. Bu at iyi gider.

11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dayanmak

Örnek:

1. Bu giysi iki yıl gider.

1. Bu giysi iki yıl gider.

12. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geçmek

Örnek:

1. Yaz gitti, kış geldi.

1. Yaz gitti, kış geldi.

13. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir durumda olmak

Örnek:

1. Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?

1. Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?

14. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yok olmak, elden çıkmak

Örnek:

1. Gemiler ve saray hepsi gitti.

1. Gemiler ve saray hepsi gitti.

15. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölmek

Örnek:

1. Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın

1. Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın

16. Başvurmak, yapmak

Örnek:

1. Mahkemeye gitmek.

1. Mahkemeye gitmek.

17. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şey zarar görmüş olmak

Örnek:

1. Duvarın boyası gitmiş.

1. Duvarın boyası gitmiş.

18. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Makine, işlemek, çalışmak

Örnek:

1. Bu saat iyi gidiyor.

1. Bu saat iyi gidiyor.

19. -den , -den , -den , -den , Satılmak

Örnek:

1. Altın kaçtan gidiyor?

1. Altın kaçtan gidiyor?

20. Yapmak

Örnek:

1. Para ayarlamasına gitmek.

1. Para ayarlamasına gitmek.

21. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak

Örnek:

1. Bu işin sonu nereye gider.

1. Bu işin sonu nereye gider.

22. yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , Değerlendirmek, saymak, karşılamak

Örnek:

1. Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.

1. Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.


gitmeli gelmeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giden gelen

Örnek:

1. Önünden koca bir cadde geçiyor. Üzerinde gitmeli gelmeli bir sürü araç.

1. Önünden koca bir cadde geçiyor. Üzerinde gitmeli gelmeli bir sürü araç.


gitsin
Anlamı:

1. emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz

Örnek:

1. Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin.

1. Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin.


gitti
Anlamı:

1. geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatan bir söz

Örnek:

1. Yılan masalı gibi uzadı gitti bu iş.

1. Yılan masalı gibi uzadı gitti bu iş.


gitti de geldi
Anlamı:

1. yaşayabileceğinden umut kesilecek kadar ağır hastalık geçirip de iyi olanlar için söylenen bir söz


gitti gider (dahi gider)
Anlamı:

1. söz konusu olan şeyin bir daha gelmeyeceğini, ele geçmeyeceğini anlatan bir söz


gittikçe
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zaman ilerledikçe, gitgide, giderek

Örnek:

1. Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı.

1. Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı.


Telaffuz : gitti'kçe

gıy gıy
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keman vb. çalgıların çıkardığı ses

Örnek:

1. Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor.

1. Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor.


gıyaben
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Kendi yokken, ortada olmaksızın

Örnek:

1. Gıyaben hüküm giydi.

1. Gıyaben hüküm giydi.

2. Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden

Örnek:

1. Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım.

1. Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım.


Lisan : Arapça ġiyāben

Telaffuz : gıya:ben

gıyabi

İlgili Kelimeler:

gıyabi hüküm, gıyabi tutuklama

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kimse bulunmadığı sırada yapılan, verilen

Örnek:

1. Gıyabi hüküm.

1. Gıyabi hüküm.

2. Uzaktan, görüşmeden olan

Örnek:

1. Birbirine benzer yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz.

1. Birbirine benzer yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz.


Lisan : Arapça ġiyābī

Telaffuz : gıya:bi:

gıyabi hüküm
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Kendi yokken arkasından verilen hüküm


gıyabi tutuklama
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Kişinin yokluğunda alınan tutuklama kararı


gıyabında
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kendi yokken, arkasından

Örnek:

1. Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu.

1. Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu.


gıyap

İlgili Kelimeler:

gıyap kararı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yokluk, bulunmama, yitiklik


Lisan : Arapça ġiyāb

Telaffuz : gıya:bı

gıyap kararı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Duruşmaya gelmemenin yaptırımı


gıybet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dedikodu


Lisan : Arapça ġiybet

gıybet etmek
Anlamı:

1. dedikodu etmek


gıybetçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dedikoducu


gıybetçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dedikoduculuk