Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gidilebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Gidilme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?

1. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?


gidiliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidilme işi


gidilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidilmek işi


gidilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Gitme işi yapılmak

Örnek:

1. Çarşamba günleri okulla sinemaya gidilirdi. Oraya çocuğu götürürdüm.

1. Çarşamba günleri okulla sinemaya gidilirdi. Oraya çocuğu götürürdüm.


gidilmeyen yer senin değildir
Anlamı:

1. `gidemediğiniz yerinizin, kullanamadığınız malınızın size bir yararı olmaz` anlamında kullanılan bir söz


gıdım

İlgili Kelimeler:

gıdım gıdım, bir gıdım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük bir parça, bir miktar

Örnek:

1. Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya.

1. Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya.


gıdım gıdım
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Azar azar


gidimli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mantık , mantık , sıfat , sıfat , mantık , mantık , Bir tasarımdan ötekine geçerek, çıkarımlar yaparak, bir önermeden ötekine mantıksal bir yolla ilerleyip parçalardan bütünlüğü olan bir düşünce kuran (düşünce yolu)


gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (veya bulmamak) var
Anlamı:

1. `uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bıraktığı yakınlarını bulmayabilir` anlamında kullanılan bir söz


gidiş

İlgili Kelimeler:

gidiş alayı, gidiş dönüş, gidiş geliş, bu gidişle

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitme işi

Örnek:

1. Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi.

1. Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi.

2. Gitme biçimi, tempo

Örnek:

1. Bu gidişle ancak akşama varırız.

1. Bu gidişle ancak akşama varırız.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tutum, durum, davranış

Örnek:

1. Âdettir, genç kızlar girdikleri ailenin terbiyesine, gidişine ayak uydururlar.

1. Âdettir, genç kızlar girdikleri ailenin terbiyesine, gidişine ayak uydururlar.


gidiş alayı
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Padişahların saray dışı gezilere çıkmaları dolayısıyla düzenlenen tören


gidiş dönüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gitme ve geri gelme

Örnek:

1. Gidiş dönüş bileti aldım.

1. Gidiş dönüş bileti aldım.


gidiş geliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Trafik


gidiş o gidiş
Anlamı:

1. konuşmaya konu olan kimsenin bir daha dönmediğini anlatan bir söz


gidişat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi

Örnek:

1. Böyle ölçülü bir açıdan bakınca mahpushanede gidişat iyi sayılır.

1. Böyle ölçülü bir açıdan bakınca mahpushanede gidişat iyi sayılır.

2. Tutum, durum, davranış

Örnek:

1. Kişilerin kim olduklarını, gidişatlarının nereye varacağını, doğru, yanlış hareketlerindeki sorumluluk derecelerini iyi biliyor.

1. Kişilerin kim olduklarını, gidişatlarının nereye varacağını, doğru, yanlış hareketlerindeki sorumluluk derecelerini iyi biliyor.


Lisan : Türkçe gidiş + Arapça -āt çokluk yapan ek

Telaffuz : gidişa:tı

gidişme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidişmek işi


gidişmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kaşıntı duymak, kaşınmak, gicişmek


gidiverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidivermek işi


gidivermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın gitmek


Telaffuz : gidi'vermek

gidon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönelteç

Örnek:

1. Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun!

1. Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun!

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak, fors


Lisan : Fransızca guidon

gıgı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çocuk dilinde çene altı


gık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , `Ses çıkarmasına fırsat vermemek` anlamındaki gık dedirtmemek, `ses çıkarmak, karşı çıkmak, yakınmak` anlamındaki gık demek, `sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak` anlamındaki gık dememek (veya gıkı çıkmamak) deyimlerinde geçen bir söz

Örnek:

1. İstediğine sopa çeker, istediğini sürer, dünyanın anasını ağlatır, gene kimse gık diyemez.

1. İstediğine sopa çeker, istediğini sürer, dünyanın anasını ağlatır, gene kimse gık diyemez.


gilaburu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, Kuzey ve Orta Anadolu'da yetişen, beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı renkli meyvesinden meyve suyu elde edilen, 2-4 metre yüksekliğinde bir ağaççık (Viburnum opulus)


Telaffuz : l ince okunur

gıldır gıldır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tok ve yüksek bir ses çıkararak

Örnek:

1. Makine gıldır gıldır çalışıyor.

1. Makine gıldır gıldır çalışıyor.


gıllıgış
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kin, gizli ve kötü amaç


Lisan : Arapça ġill + ġişş

Telaffuz : gı'llıgış