92406 kayıt bulundu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
1. Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar.
1. Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar.
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir demiri mıknatısladıktan sonra bunun bir noktasından çıkan indükleme akışını sıfıra indirmek için gereken şiddetteki manyetik alan
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giderilme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Giderilmek işi
1. Bununla birlikte adamlara kürkler, postlar, kepenekler ve keçe çizmeler dağıtılarak gönülsüzlükleri giderilmeye çalışıldı.
1. Bununla birlikte adamlara kürkler, postlar, kepenekler ve keçe çizmeler dağıtılarak gönülsüzlükleri giderilmeye çalışıldı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ortadan kaldırılmak, yok edilmek
1. Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı.
1. Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı.
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ksıa sürede gidermek
Telaffuz : gideri'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Gidermek işi
1. Yabancı sözcükleri gidermede kesin bir anlaşmaya varılabilir mi?
1. Yabancı sözcükleri gidermede kesin bir anlaşmaya varılabilir mi?
gideren alan, renkgideren
1. -i , -i , -i , -i , Ortadan kaldırmak, yok etmek
1. Vapur sorar, yol öğrenir, merakımızı gideririz.
1. Vapur sorar, yol öğrenir, merakımızı gideririz.
2. Dindirmek
1. Susuzluğunu giderdikten sonra açlığını da bastırmaya kararlı olduğu belliydi.
1. Susuzluğunu giderdikten sonra açlığını da bastırmaya kararlı olduğu belliydi.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Azarlama sözü
1. Seni gidi seni!
1. Seni gidi seni!
2. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ahlaksız, pezevenk
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Çocukları gıdıklarken veya güldürürken söylenen söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı
2. Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ölmek üzere olan
1. Ben gidiciyim. Benden sonra buralarda durma, çocukları al ve İstanbul'a ağabeyinin yanına git.
1. Ben gidiciyim. Benden sonra buralarda durma, çocukları al ve İstanbul'a ağabeyinin yanına git.
1. -i , -i , -i , -i , Vücudun bazı yerlerine dokunarak ürperme veya gülerek kaçınma ile beliren bir sinir tepkisi uyandırmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eğlendirici, hoşa giden sözler söylemek
1. Evlenme yaşına girmiş kızları mütemadiyen koca lakırtısı ederek gıdıklar, toy genç kadınları ayıp hikâyelerle eğlendirir.
1. Evlenme yaşına girmiş kızları mütemadiyen koca lakırtısı ederek gıdıklar, toy genç kadınları ayıp hikâyelerle eğlendirir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gıdıklama işi yapılmak
1. Sanki gıdıklanıyorlar ve gülmekten katılacaklar.
1. Sanki gıdıklanıyorlar ve gülmekten katılacaklar.