Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gıcırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert nesnelerin birbirine sürtünmesi sonucu çıkan sesin adı, gıcır gıcır

Örnek:

1. Kapının tokmağı kuvvetli bir gıcırtıyla bir daha döndü, kanat oynadı.

1. Kapının tokmağı kuvvetli bir gıcırtıyla bir daha döndü, kanat oynadı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İleri geri söylenme, tepki gösterme, protesto

Örnek:

1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.

1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.


gıcırtılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gıcırtısı olan


gıcırtısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gıcırtısı olmayan


gicişme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gicişmek işi


gicişmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek


gıda

İlgili Kelimeler:

gıda rejimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Besin

Örnek:

1. Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır.

1. Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır.


Lisan : Arapça ġidā

Telaffuz : gıda:

gıda rejimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gıdaya bağlı rejim

Örnek:

1. Bu yüklü gıda rejimi onu bir dirhem dahi şişmanlatmaz.

1. Bu yüklü gıda rejimi onu bir dirhem dahi şişmanlatmaz.


gıdaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gıdaklamak işi


gıdaklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tavuk kesik kesik bağırmak


gıdaklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gıdaklama işi


gıdalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Besini olan, besinli


gıdasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Besini olmayan, yeterli besin alamayan, besinsiz


gıdasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Besinsizlik


gide gele
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aynı yere sürekli gidip gelerek


gide gide
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gidip dolaşarak, gezip görerek

Örnek:

1. Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım

1. Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım

2. Gittikçe


gidebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidebilmek işi

Örnek:

1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.

1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.


gidebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Gitme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Böyle giderse az zamanda tespit ettiğim hedeflere falsosuz gidebilecekler.

1. Böyle giderse az zamanda tespit ettiğim hedeflere falsosuz gidebilecekler.

2. Gitmeye gücü yetmek


gidedurma fiil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gidedurmak işi


gidedurmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Gitmek


Telaffuz : gide'durmak

gideğen
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Göl ayağı


giden gelse dedem gelirdi
Anlamı:

1. `ölen bir kimse dirilemeyeceği gibi elden çıkan bir şey de bir daha ele geçmez` anlamında kullanılan bir söz


gider

İlgili Kelimeler:

cari gider, genel gider, ortak gider, dava gideri, yönetim gideri, yargılama gideri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf

Örnek:

1. Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.

1. Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.

2. Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı

3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar

Örnek:

1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.

1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.


giderayak
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Gitme anında, gitmek üzereyken

Örnek:

1. Giderayak orada bir de resim imzalamışlar.

1. Giderayak orada bir de resim imzalamışlar.

2. Son anda

3. Herhangi bir sürecin sonuna doğru


Telaffuz : gide'rayak

giderebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giderebilmek işi


giderebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Giderme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gidermeye gücü yetmek