92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Sert nesnelerin birbirine sürtünmesi sonucu çıkan sesin adı, gıcır gıcır
1. Kapının tokmağı kuvvetli bir gıcırtıyla bir daha döndü, kanat oynadı.
1. Kapının tokmağı kuvvetli bir gıcırtıyla bir daha döndü, kanat oynadı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İleri geri söylenme, tepki gösterme, protesto
1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.
1. Mahallenin huzurunu bozan bu efendinin evden çıkarılması için ahali gıcırtıya başlar.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek
gıda rejimi
1. isim , isim , isim , isim , Besin
1. Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır.
1. Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır.
Lisan : Arapça ġidā
Telaffuz : gıda:
1. isim , isim , isim , isim , Gıdaya bağlı rejim
1. Bu yüklü gıda rejimi onu bir dirhem dahi şişmanlatmaz.
1. Bu yüklü gıda rejimi onu bir dirhem dahi şişmanlatmaz.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gidip dolaşarak, gezip görerek
1. Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım
1. Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım
2. Gittikçe
1. isim , isim , isim , isim , Gidebilmek işi
1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.
1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.
1. -e , -e , -e , -e , Gitme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Böyle giderse az zamanda tespit ettiğim hedeflere falsosuz gidebilecekler.
1. Böyle giderse az zamanda tespit ettiğim hedeflere falsosuz gidebilecekler.
2. Gitmeye gücü yetmek
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Göl ayağı
1. `ölen bir kimse dirilemeyeceği gibi elden çıkan bir şey de bir daha ele geçmez` anlamında kullanılan bir söz
cari gider, genel gider, ortak gider, dava gideri, yönetim gideri, yargılama gideri
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
1. Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.
1. Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım.
2. Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar
1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.
1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Gitme anında, gitmek üzereyken
1. Giderayak orada bir de resim imzalamışlar.
1. Giderayak orada bir de resim imzalamışlar.
2. Son anda
3. Herhangi bir sürecin sonuna doğru
Telaffuz : gide'rayak
1. -i , -i , -i , -i , Giderme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Gidermeye gücü yetmek