Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
geometri

İlgili Kelimeler:

düzlem geometri, tasarı geometri, uzay geometri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nokta, çizgi, açı, yüzey ve cisimlerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı, hendese

2. Bu konu ile ilgili olan kitap veya ders


Lisan : Fransızca géométrie

geometrik

İlgili Kelimeler:

geometrik çizim, geometrik dizi, geometrik yer

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geometriyle ilgili veya geometriye uygun olan, hendesi

Örnek:

1. Toprak yüzeyinde geometrik biçimde yontulmuş büyük taşlar görünüyordu.

1. Toprak yüzeyinde geometrik biçimde yontulmuş büyük taşlar görünüyordu.


Lisan : Fransızca géométrique

geometrik çizim
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Cetvel, pergel vb. ile elde edilen çizgi


geometrik dizi
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Ardışık terimleri arasındaki oranı değişmeyen dizi

Örnek:

1. 2, 4, 8, 16 dizisi geometrik bir dizidir ve ortak çarpan denilen değişmez oranı 2'dir.

1. 2, 4, 8, 16 dizisi geometrik bir dizidir ve ortak çarpan denilen değişmez oranı 2'dir.


geometrik yer
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı özellikleri olan noktaların oluşturdukları çizgi veya yüzey

Örnek:

1. Bir nokta çevresinde, bu noktaya olan uzaklıkları eşit bulunan bütün noktaların geometrik yeri düzlemde daire, uzayda ise küredir.

1. Bir nokta çevresinde, bu noktaya olan uzaklıkları eşit bulunan bütün noktaların geometrik yeri düzlemde daire, uzayda ise küredir.


geoteknik
Anlamı:

1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , İnşaat mühendisliğinin temel yapımında kullanılmak üzere zeminin davranış özelliklerini inceleyen alt uzmanlık alanı


Lisan : Fransızca géotechnique

gepegenç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gencecik

Örnek:

1. Rahat bir döşekte göremedi gepegenç hayatının sonunu.

1. Rahat bir döşekte göremedi gepegenç hayatının sonunu.


Telaffuz : gepe'genç

gepegencecik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gencecik


Telaffuz : gepe'gencecik

gepgenç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok genç

Örnek:

1. Ölüm bu gepgenç, bu dipdiri insanı yatağında değil, bir kapı önünde ayakta aldı götürdü.

1. Ölüm bu gepgenç, bu dipdiri insanı yatağında değil, bir kapı önünde ayakta aldı götürdü.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok genç olarak, çok gençken

Örnek:

1. Gepgenç öldü.

1. Gepgenç öldü.


Telaffuz : ge'pgenç

gerçeğe aykırı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçek dışı


gerçeğe aykırılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçek dışılık


gerçeğe uygun
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçeğe uyan


gerçeğe uygunluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçeğe uygun olma durumu


gerçek

İlgili Kelimeler:

gerçek dışı, gerçek kişi, gerçek mantarlar, gerçek sayı, gerçeküstü, gerçeğe aykırı, gerçeğe uygun, acı gerçek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat

Örnek:

1. Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir.

1. Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir.

2. Gerçeklik

Örnek:

1. Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti.

1. Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti.

3. Doğruluk

Örnek:

1. Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir.

1. Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir.

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yalan olmayan

Örnek:

1. O yürekler acısı fukara kafile, yüzlerinden gerçek acı aka aka ölü arkadaşlarının namazını kıldılar.

1. O yürekler acısı fukara kafile, yüzlerinden gerçek acı aka aka ölü arkadaşlarının namazını kıldılar.

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel

Örnek:

1. Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur.

1. Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur.

6. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici

Örnek:

1. Gerçek elmas. Gerçek hikâye.

1. Gerçek elmas. Gerçek hikâye.

7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Temel, başlıca, asıl

Örnek:

1. Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır.

1. Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır.

8. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan

Örnek:

1. Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek.

1. Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek.

9. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapay olmayan

10. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan


gerçek dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçeğin dışında olan, gerçek olmayan, gerçeğe aykırı, hilafıhakikat, irrealist


gerçek dışılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçek dışı olma durumu, gerçeğe aykırılık


gerçek kişi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hukuk bakımından birey

Örnek:

1. Anayasa Mahkemesi kararları idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

1. Anayasa Mahkemesi kararları idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

2. Kimse olarak var olan kişi


gerçek mantarlar
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bağlarda mildiyu hastalığını yapan, emeçleri iyi gelişmiş mantarlar (Peronospora viticola)


gerçek sayı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir eksen üzerindeki bir noktanın yerini belirlemeye yarayan sayı


gerçek yüzünü göstermek
Anlamı:

1. sakladığı düşüncelerini sonradan ortaya koymak


gerçekçi

İlgili Kelimeler:

toplumcu gerçekçi, yeni gerçekçi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist

Örnek:

1. Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk.

1. Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk.

2. Gerçekçilik yanlısı olan, realist

Örnek:

1. Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır.

1. Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır.


gerçekçilik

İlgili Kelimeler:

toplumcu gerçekçilik, yeni gerçekçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçekçi tutum ve davranış, realizm, realistlik

Örnek:

1. Köy ve köylü de kimi oyunlarda gerçekçilikle ele alınabilmiştir.

1. Köy ve köylü de kimi oyunlarda gerçekçilikle ele alınabilmiştir.

2. Gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalışan sanat çığırı, realizm, realistlik

Örnek:

1. Çağımızda gerçekçilik akımlarının güçlenmesi, sinema sanatında da etkisini gösterdi.

1. Çağımızda gerçekçilik akımlarının güçlenmesi, sinema sanatında da etkisini gösterdi.

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bilinçten bağımsız bir gerçekliğin var olduğunu benimseyen görüş, realizm, realistlik


gerçekleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçeklemek işi, teyit


gerçeklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin doğruluğunu herhangi bir şeyle ortaya koymak, doğrulamak, teyit etmek


gerçekleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçekleşebilmek işi