geniş açı, geniş çaplı, geniş gönüllü, geniş görüşlü, geniş mezhepli, geniş paça, geniş ufuklu, geniş ünlü, geniş yürekli, geniş zaman, geniş zaman görünümü, eli geniş, havsalası geniş, içi geniş, işkembesi geniş, karnı geniş, mezhebi geniş, ufku geniş, yüreği geniş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eni çok olan, enli, vâsi
1. Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu.
1. Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu.
2. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı
1. Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.
1. Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.
3. Bol (elbise)
4. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro
1. Geniş anlamlı.
1. Geniş anlamlı.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat
1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.
1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok
1. Geniş iş alanları sağlandı.
1. Geniş iş alanları sağlandı.