92406 kayıt bulundu.
gelişme koşusu, sosyal gelişme, toplumsal gelişme
1. isim , isim , isim , isim , Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon
1. Şiir, uygarlıkların doğuşunda, gelişmesinde ilk işaret oluyor.
1. Şiir, uygarlıkların doğuşunda, gelişmesinde ilk işaret oluyor.
2. Olan biten şey
3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm
1. isim , isim , isim , isim , Atma veya atlamalardan önce en iyi aşamayı elde edebilmek amacıyla yarışçının hız kazanmak için yaptığı koşu
1. nesnesiz , nesnesiz , biyoloji , biyoloji , nesnesiz , nesnesiz , biyoloji , biyoloji , Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak
1. Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir.
1. Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir.
2. İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Şişmanlamak
az gelişmiş
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelişme gösteren, ümranlı
1. Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum.
1. Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum.
1. -i , -i , -i , -i , Geliştirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Geliştirmeye gücü yetmek
3. Geliştirme becerisi bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geliştirilme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Senaryonun hazırlanmasında özet ile ayrımlama arasında yer alan aşama
araştırma geliştirme
1. isim , isim , isim , isim , Geliştirmek işi
1. Komplo teorisi geliştirmeye çalışmıyoruz, zaten bir komplonun içindeyiz.
1. Komplo teorisi geliştirmeye çalışmıyoruz, zaten bir komplonun içindeyiz.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın, çabucak veya kısa sürede gelmek
1. Parasızlıktan, ani ve garip bir şekilde geliveren birkaç yüz liralık elektrik ücretini ödeyememiştim.
1. Parasızlıktan, ani ve garip bir şekilde geliveren birkaç yüz liralık elektrik ücretini ödeyememiştim.
Telaffuz : geli'vermek
bilmezlikten gelme, gidip gelme
1. isim , isim , isim , isim , Gelmek işi
1. Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde
1. Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelmiş olan
1. Avrupa'dan gelme bir televizyon.
1. Avrupa'dan gelme bir televizyon.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yetişme
1. İyi aileden gelme çocuk.
1. İyi aileden gelme çocuk.
4. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi
gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek
1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Ulaşmak, varmak
1. Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
1. Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
2. Getirmek
1. Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim.
1. Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim.
3. Oturmaya, ziyarete gitmek
1. Dün akşam amcamlar bize geldi.
1. Dün akşam amcamlar bize geldi.
4. İsabet etmek
1. Attığı top gözüme geldi
1. Attığı top gözüme geldi
5. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek
1. Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.
1. Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.
6. Ortaya çıkmak, doğmak
7. Belli bir süre dolmak
1. Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu.
1. Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu.
8. Belli bir zamana ulaşmak
9. Kadar olmak
1. Boyu ancak omzuna geliyor.
1. Boyu ancak omzuna geliyor.
10. Çıkmak, yönelmek
1. Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.
1. Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.
11. İzlemek, takip etmek
1. Çocuklar arkadan geliyordu.
1. Çocuklar arkadan geliyordu.
12. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak
1. Kahve Brezilya'dan geliyor.
1. Kahve Brezilya'dan geliyor.
13. Katılmak, eklenmek
1. Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.
1. Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.
14. Türemek
15. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek
1. Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.
1. Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.
16. Sonuç çıkmak
1. Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.
1. Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.
17. Dayanmak, tahammül etmek
1. Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.
1. Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.
18. Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak
1. Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez.
1. Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez.
2. Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin.
2. Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin.
19. -e , -e , -e , -e , Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek
1. Dediğime geldiniz mi?
1. Dediğime geldiniz mi?
20. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek
1. Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.
1. Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.
21. Kazanılmak, sağlanılmak
1. Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.
1. Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.
22. Uymak
1. Bu ayakkabı sana küçük gelir.
1. Bu ayakkabı sana küçük gelir.
23. Olmak, -e uğramak
1. Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.
1. Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.
24. Akmak
1. Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.
1. Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.
25. Düşmek, rast gelmek
1. Buraya ışık gelmiyor.
1. Buraya ışık gelmiyor.
26. Görünmek, sanılmak
1. Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi.
1. Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi.
27. -e , -e , -e , -e , Uygun düşmek
1. Caddelerde oturmaya gelmez.
1. Caddelerde oturmaya gelmez.
28. -e , -e , -e , -e , Başlamak, ortaya çıkmak
29. Mal olmak
1. Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.
1. Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.
30. Biriyle birlikte gitmek
1. Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?
1. Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?
31. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil
1. Uykusu gelmek.
1. Uykusu gelmek.
32. yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
1. Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.
1. Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.
33. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar
1. Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.
1. Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.
34. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar
1. Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.
1. Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.
35. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil
1. Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.
1. Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.
36. Herhangi bir sırada bulunmak
1. Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.
1. Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.
1. isim , isim , isim , isim , İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik
Lisan : Farsça gelmic, gelmuc
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bugüne kadar gelmiş olan
1. Toprakları üzerinde gelmiş geçmiş eski uygarlıkların insancıl kalıtını özümlemişti.
1. Toprakları üzerinde gelmiş geçmiş eski uygarlıkların insancıl kalıtını özümlemişti.
1. yaşantı veya durumun rahatlığını anlatan bir söz
1. Ondan sonra o masanın üstüne yığılan mezeler, gelsin gır gır, alay, muziplik.
1. Ondan sonra o masanın üstüne yığılan mezeler, gelsin gır gır, alay, muziplik.
2. sorumsuzca davranıp işine gereken önemi vermemeyi anlatan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç
1. Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı.
1. Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı.