Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gelin gitmek
Anlamı:

1. bir aileye, bir yere gelin olarak gitmek

Örnek:

1. Bin türlü dedikodu içinde ben oraya gelin gittim.

1. Bin türlü dedikodu içinde ben oraya gelin gittim.


gelin hamamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlenecek kız için düğünden birkaç gün önce hamamda yapılan tören

2. Oğlanevindeki kadınların gelini düğünün ertesi günü hamama götürerek yaptıkları tören


gelin havası
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Gelin alayının kızın evinden ayrılıp oğlanın evine gidinceye kadar davul ve zurnanın çaldığı özel ezgi

2. Denizin hafif dalgalı, çırpıntılı olması


gelin kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tarla kuşugillerden bir kuş (Otocoris pencillatus)


gelin olmak
Anlamı:

1. kız, evlenmek

Örnek:

1. Bu küçük armağanın anlamı, günü gelince kendisi gibi telli duvaklı gelin olması için uğur getirmesi dileğiydi gelinin.

1. Bu küçük armağanın anlamı, günü gelince kendisi gibi telli duvaklı gelin olması için uğur getirmesi dileğiydi gelinin.


gelin otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Güveyfeneri


gelin teli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelinlerin başlarına takılan, parlak, uzun, ince gümüş tel


gelin yazmak
Anlamı:

1. gelinin yüzünü değişik süs gereçleriyle bezemek


gelinboğan
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür ahlat


Telaffuz : geli'nboğan

gelincik

İlgili Kelimeler:

tatlısu gelinciği

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas)

Örnek:

1. Gelincikler açmayınca baklalar içlenmez.

1. Gelincikler açmayınca baklalar içlenmez.

2. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis)

3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata)

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yılancık, arpacık, çıban vb


gelincikgiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, gelincik, haşhaş, kırlangıç otu vb. bitkileri içine alan familya


gelinfeneri
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kuş kirazı


Telaffuz : geli'nfeneri

gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
Anlamı:

1. `kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz` anlamında kullanılan bir söz


gelinkuşağı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gökkuşağı


Telaffuz : geli'nkuşağı

gelinliği tutmak
Anlamı:

1. gelinlik etmek


gelinlik

İlgili Kelimeler:

gelinlik çağı, gelinlik kız

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelin olma durumu

Örnek:

1. Düğünümde bulunmazsan gelinliğim içime sinmeyecek, diyor.

1. Düğünümde bulunmazsan gelinliğim içime sinmeyecek, diyor.

2. Gelinin giysisi

Örnek:

1. Çalgısı, köçeği, rakısı, yemeği, gelinliği ile otomobil paralarını hep oğlanevi ödeyecekti.

1. Çalgısı, köçeği, rakısı, yemeği, gelinliği ile otomobil paralarını hep oğlanevi ödeyecekti.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelin giysisi yapmaya uygun (kumaş)

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelin olma çağına gelmiş (kız)

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelin için hazırlanmış


gelinlik çağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genç kızların evlenme dönemi

Örnek:

1. Büyüdüm, yetiştim, gelinlik çağım geldi.

1. Büyüdüm, yetiştim, gelinlik çağım geldi.


gelinlik etmek
Anlamı:

1. gelin, kendisinden beklenilen hizmeti yapmak

2. aile büyüklerinin yanında susmak


gelinlik kız
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlenme çağına gelmiş kız çocuğu

Örnek:

1. Büyümüşsün ya, tam gelinlik kız olmuşsun.

1. Büyümüşsün ya, tam gelinlik kız olmuşsun.


gelinlikçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelinlik diken veya satan kimse


gelinlikçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelinlikçinin yaptığı iş


gelinme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelinmek işi


gelinmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Gelme işi yapılmak


gelinparmağı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Uzun taneli bir tür üzüm


Telaffuz : geli'nparmağı

gelip çatmak (veya dayanmak)
Anlamı:

1. vakti gelmek, kaçınılmaz olmak

Örnek:

1. Ayrılık günleri geldi dayandı.

1. Ayrılık günleri geldi dayandı.

2. Konser günü gelip çattığındaysa stadyumda mahşerî bir kalabalık vardı.

2. Konser günü gelip çattığındaysa stadyumda mahşerî bir kalabalık vardı.