Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gelenekselleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelenekselleşmek durumu


gelenekselleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gelenek durumunu almak


geleneksellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geleneksel olma durumu


geleneksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geleneği olmayan, geleneklere dayanmayan


geleneksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geleneksiz olma durumu


geleni
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tarla faresi, büyük fare


gelgeç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Geçici

Örnek:

1. Bugün varsa yarın yok. Gelgeç bir misafir.

1. Bugün varsa yarın yok. Gelgeç bir misafir.

2. Hercai


gelgeççi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelip geçici, sebatkâr olmayan (kimse)

Örnek:

1. Edipler yerlerini arabacılara, gelgeççi müşterilere bırakırlar.

1. Edipler yerlerini arabacılara, gelgeççi müşterilere bırakırlar.


gelgel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başa takılan elmas veya altın iğne

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çekicilik


gelgelelim
Anlamı:

1. bağlaç , bağlaç , mecaz , mecaz , bağlaç , bağlaç , mecaz , mecaz , Ne var ki

Örnek:

1. Gelgelelim arkadaşlarından ayrı kaldığı zamanlarda o başka bir Hasan oluyordu.

1. Gelgelelim arkadaşlarından ayrı kaldığı zamanlarda o başka bir Hasan oluyordu.


Telaffuz : ge'lgelelim

gelgelli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelgeli olan, alımlı


gelgit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşuna gidip gelme

Örnek:

1. Bu gelgitten bıktım.

1. Bu gelgitten bıktım.

2. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Ay ve Güneş'in yer yuvarlağı üzerindeki çekim güçleri sebebiyle deniz yüzünde, özellikle ana denizlerde su düzeyinin alçalması, kabarması olayı, metcezir


Gelibolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : geli'bolu

gelin

İlgili Kelimeler:

gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın

2. Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın


gelin abla
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yenge


gelin alayı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelini damat evine götürmek için gidenlerin hepsi


gelin alıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelini götürmek için oğlanevinden gelen kimse


gelin almak
Anlamı:

1. erkeğe bir eş bulmak

2. gelini babasının evinden özel bir törenle alıp damadın evine götürmek


gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
Anlamı:

1. `toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez` anlamında kullanılan bir söz


gelin böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uğur böceği


gelin çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Zambakgillerden bir bitki (Fritillaria imperialis)


gelin eşikte, oğlan beşikte
Anlamı:

1. `bir eve gelin gelir gelmez bebek hazırlıklarına başlamak gerekir` anlamında kullanılan bir söz


gelin etmek
Anlamı:

1. kızı evlendirmek

Örnek:

1. Seni gelin edeceğiz, kılıçlı bir subayın koluna gireceksin.

1. Seni gelin edeceğiz, kılıçlı bir subayın koluna gireceksin.


gelin gibi süzülmek
Anlamı:

1. geline yakışır biçimde edalı, nazlı yürümek


gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
Anlamı:

1. `her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer` anlamında kullanılan bir söz