92406 kayıt bulundu.
alaşım korozyonu, bakır alaşımı
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bölgesel aşındırma
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Az tavlı, yarı yaş yarı kuru olan (toprak)
Telaffuz : ala'tav
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Cüzzamlı
Telaffuz : ala'ten
alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı
1. Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var.
1. Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var.
2. Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse)
3. isim , isim , isim , isim , Alaturka saat
1. Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık.
1. Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düzensiz, yöntemsiz
1. Alaturka çalışma.
1. Alaturka çalışma.
Lisan : İtalyanca alla turca
1. isim , isim , isim , isim , Güneşin batışında 12'yi gösterecek bir biçimde ayarlanmış saat, ezani saat
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Alaturka yanlısı kimse
2. Alaturka müziği seven kimse
3. Alaturka müziği seslendiren veya çalan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Alaturkacı olma durumu
1. Ara sıra kemanla bana da yalan yanlış bir iki taksim ettiriyor ve beni alaturkacılığa teşvik ediyorlar.
1. Ara sıra kemanla bana da yalan yanlış bir iki taksim ettiriyor ve beni alaturkacılığa teşvik ediyorlar.
1. isim , isim , isim , isim , Alaturka olma durumu
1. İyi bir Batı kültürü almış olması dolayısıyla görevini alaturkalığa, yozlaşmaya dönüştürmemiştir.
1. İyi bir Batı kültürü almış olması dolayısıyla görevini alaturkalığa, yozlaşmaya dönüştürmemiştir.
alavere dalavere, alavere tulumbası
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin elden ele geçmesi
2. Bir şeyi elden ele vererek aktarma
1. Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar.
1. Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar.
3. Kargaşalık
4. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele
1. hileli, düzenli bir iş yapmak, yalanla dolanla iş görmek
alay yollu
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
Lisan : Rumca
alay alay, alay beyi, alaybozan, alay malay, bir alay, miralay, bayram alayı, cenaze alayı, düğün alayı, fener alayı, gelin alayı, gidiş alayı, kılıç alayı, mevlit alayı, muhafız alayı, sürre alayı, süvari alayı
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk
1. Düğün alayı. Fener alayı.
1. Düğün alayı. Fener alayı.
2. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej
3. Hayvan topluluğu
1. Bizim alayımız leylek alayı / Havada uçarız dolayı dolayı
1. Bizim alayımız leylek alayı / Havada uçarız dolayı dolayı
4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu
1. Topçu alayı.
1. Topçu alayı.