Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
alan

İlgili Kelimeler:

alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha

2. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran

3. Yüz ölçümü

4. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir çalışma çevresi

Örnek:

1. Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır.

1. Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır.

6. fizik , fizik , fizik , fizik , İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

Örnek:

1. Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

1. Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

7. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

8. spor , spor , spor , spor , Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha


alan araştırması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir olayın veya durumun bilimsel amaçlarla yerinde incelenmesi


alan denetimi
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir elektrik motorunda alan akımının büyüklüğü değiştirilerek elde edilen denetim


alan hızı
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Hareket eden bir cismi, duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı alan


alan korkusu
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Bazı kişilerin park, sokak, köprü vb. açık alanlarda çaresiz kalabileceklerini düşünerek duydukları ürkeklik hastalığı, meydan korkusu, agorafobi


alan koruması
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir elektrik motorunda alan uyarma sargısının aşırı ısınmasını önlemek amacıyla alan uyarmasını azaltma veya kesme işi


alan savunması
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Takım sporlarında rakip takıma kendi yarı alanını kontrol edip birey veya takım olarak hareket alanı bırakmama durumu


alan talan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karmakarışık, allak bullak, darmadağınık

Örnek:

1. Ortaya bir kucak çamaşırla orta yaşlı, saçları alan talan bir Musevi kadını çıktı.

1. Ortaya bir kucak çamaşırla orta yaşlı, saçları alan talan bir Musevi kadını çıktı.


alan talan etmek
Anlamı:

1. darmadağınık bir duruma getirmek, altüst etmek

2. yağma etmek, yağmalamak

Örnek:

1. Çapulcular bütün köyleri alan talan etmişler.

1. Çapulcular bütün köyleri alan talan etmişler.


alan talan olmak
Anlamı:

1. darmadağınık bir duruma getirilmek, altüst olmak

Örnek:

1. Odadaki eşya hep alan talan olmuş.

1. Odadaki eşya hep alan talan olmuş.

2. yağma edilmek, yağmalanmak


alan topu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Tenis


Alanya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ala'nya

Alaplı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zonguldak iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ala'plı

alarga
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Açık deniz, engin

2. zarf , zarf , argo , argo , zarf , zarf , argo , argo , Uzaktan, açıktan

Örnek:

1. Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor, kendimi pencerelerin, kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum.

1. Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor, kendimi pencerelerin, kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum.

3. ünlem , ünlem , denizcilik , denizcilik , ünlem , ünlem , denizcilik , denizcilik , `Açıktan geç, yaklaşma` anlamında kullanılan bir seslenme sözü


Lisan : İtalyanca allarga

Telaffuz : ala'rga

alarga durmak
Anlamı:

1. deniz aracı kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta beklemek

2. argo , argo , argo , argo , uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak


alarga etmek
Anlamı:

1. açık denize çıkmak, engine açılmak

2. argo , argo , argo , argo , geri çekilmek, uzaklaşmak


alarga gitmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , uzak durmak

Örnek:

1. Kâmuran'ı erkekten sayarak biraz alarga gidiyorlardı.

1. Kâmuran'ı erkekten sayarak biraz alarga gidiyorlardı.


alargada durmak (veya tutmak)
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , uzakta durmak

2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , deniz aracını kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta bekletmek


alargadan seyretmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , uzaktan bakmak


alarm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

2. Bu işareti veren düzenek


Lisan : Fransızca alarme

Telaffuz : l ince okunur

alarma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alarmak durumu


alarma geçmek
Anlamı:

1. beliren tehlikeye karşı direnebilecek, dayanabilecek duruma gelmek


alarmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kızarmak

2. Ala renkli duruma gelmek


alaşağı etmek
Anlamı:

1. yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak

2. kapıp yere vurmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kötülemek, değersiz göstermek

Örnek:

1. Her on yılda bir, geçmişten bu yana süregelen edebiyatı alaşağı ediyoruz.

1. Her on yılda bir, geçmişten bu yana süregelen edebiyatı alaşağı ediyoruz.


Alaşehir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ala'şehir