92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Felemenk dili
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Felemenk halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
Özel: Evet
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir tür küçük kelebek
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu)
1. birini kuşkuya düşürmek
1. Sen beni bekle, bir gün seni alırım diye kıza bir felfelek sokmuş.
1. Sen beni bekle, bir gün seni alırım diye kıza bir felfelek sokmuş.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Eski canlılığını yitirmek
2. Afallamak, şaşırmak
3. Dönen, hareket eden bir cisim, durmadan önce hızını yitirmek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Palmiye yaprağına benzeyen, park ve bahçelerde süs için kullanılan iri gövdeli bir bitki (Phoenix canariersis)
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çiftçi
2. Mısır köylüsü
1. Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı.
1. Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı.
3. Arap
Lisan : Arapça fellāḥ
Telaffuz : fellah, l'ler ince okunur
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Fellik fellik
1. Fellek fellek çocuğunu arıyor.
1. Fellek fellek çocuğunu arıyor.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Telaşlı bir biçimde, heyecan içinde, koşarak, koşuşturarak, fellek fellek
1. Fellik fellik seni arıyor.
1. Fellik fellik seni arıyor.
dogmatik felsefe, dil felsefesi, din felsefesi, hayat felsefesi, toplum felsefesi, yaşam felsefesi
1. isim , isim , isim , isim , Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması
1. Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur.
1. Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur.
2. Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü
1. Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi.
1. Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi.
3. Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi
1. Sokrates felsefesi.
1. Sokrates felsefesi.
4. Dünya görüşü
1. Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız.
1. Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız.
5. Bir konuda soyut düşünüş
1. Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor.
1. Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor.
Lisan : Arapça felsefe
1. olayların sebep ve sonuçları üzerine kendince soyut birtakım düşünceler ileri sürmek
1. Sana su şehirlerinin felsefesini yaptım.
1. Sana su şehirlerinin felsefesini yaptım.
2. bilgiçlik taslamak
1. Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır.
1. Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır.
1. isim , isim , isim , isim , Felsefe incelemeleri yapan kimse
2. Felsefe öğretmeni
1. isim , isim , isim , isim , Felsefeci olma durumu
2. Felsefecinin yaptığı iş
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Felsefe ile ilgili, felsefeye ilişkin
1. Her neyse bunlar derin felsefi görüşlerdir.
1. Her neyse bunlar derin felsefi görüşlerdir.
Lisan : Arapça felsefī
Telaffuz : felsefi:
1. isim , isim , isim , isim , Feminizm yanlısı kimse veya görüş
1. Ayrıntılarda görüş farklılıklarımız olsa da temelde feministlerden yanayım.
1. Ayrıntılarda görüş farklılıklarımız olsa da temelde feministlerden yanayım.
Lisan : Fransızca féministe
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Toplumda kadının haklarını çoğaltma, erkeğinkiler düzeyine çıkarma, eşitlik sağlama amacını güden düşünce akımı, kadın hareketi
1. Feminizmi destekleyecek bir dernek yahut vakıf kuracaklarmış.
1. Feminizmi destekleyecek bir dernek yahut vakıf kuracaklarmış.
Lisan : Fransızca féminisme
fen bilimi, fen bilimleri
1. isim , isim , isim , isim , Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad
1. Fen fakültesi.
1. Fen fakültesi.
2. Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik
1. Edison, bilimden çok fenne hizmet etmiştir.
1. Edison, bilimden çok fenne hizmet etmiştir.
3. Bilim, bilgi
1. Hocalar dinde, hekimler fende ayıp yok, derlerdi.
1. Hocalar dinde, hekimler fende ayıp yok, derlerdi.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hile, hilekârlık
1. Erkeğin en budalası yine karısını aldatmak fennini bulur.
1. Erkeğin en budalası yine karısını aldatmak fennini bulur.
Lisan : Arapça fenn
1. isim , isim , isim , isim , Fenle ilgili konuları araştıran, inceleyen bilim dalı
1. isim , isim , isim , isim , Fizik, kimya, biyoloji gibi bilimlerin ortak adı
fenafillah
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ölümlülük
Lisan : Arapça fenāʾ
Telaffuz : fena:
fena hâlde, fena kalpli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyi nitelikte olmayan, kötü
1. Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir.
1. Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir.
2. Üzücü
1. Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki...
1. Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki...
3. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
1. Fena bir öğrenci.
1. Fena bir öğrenci.
4. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
1. Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım.
1. Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım.
5. Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
1. Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum.
1. Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum.
6. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok
1. Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor.
1. Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor.
Lisan : Arapça fenāʾ
Telaffuz : fena: