fedakârlık etmek

Anlamı:

1. özverili davranmak

Örnek:

1. Kadınlar fedakârlık ettikleri erkekleri severler.

1. Kadınlar fedakârlık ettikleri erkekleri severler.

2. -den , -den , -den , -den , azlığına katlanmak, az oluşu ile yetinmek, vazgeçmek

---

fedakârlık yapmak (veya göstermek)

Anlamı:

1. özverisini ortaya koymak

Örnek:

1. Yalnız rica ederim, bir an için zahmet ve fedakârlık daha yapın!

1. Yalnız rica ederim, bir an için zahmet ve fedakârlık daha yapın!

2. Arkadaşının karısına gösterdiği fedakârlığı o karısına gösteriyordu.

2. Arkadaşının karısına gösterdiği fedakârlığı o karısına gösteriyordu.

---

federal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Federasyon durumunda birleşmiş olan

---

Lisan : Fransızca fédéral

Telaffuz : l ince okunur

federalist

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Federalizme bağlı olan kimse

2. Federalizm yanlısı olan kimse

---

Lisan : Fransızca fédéraliste

federalizm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birçok devletin özel yasalara ve bağımsızlığa sahip olarak tek bir devlet durumunda birleşmeleri yöntemi

---

Lisan : Fransızca fédéralisme

federalleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Federalleşmek durumu

---

federalleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Federal duruma gelmek

---

federasyon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesi

2. Aynı alandaki çeşitli kuruluşları bir arada toplayan dayanışma birliği

Örnek:

1. Öğrenci federasyonu. Futbol federasyonu.

1. Öğrenci federasyonu. Futbol federasyonu.

---

Lisan : Fransızca fédération

federatif

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Federalizme bağlı veya uygun olan

---

Lisan : Fransızca fédératif

federe

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir federasyona bağlı olan

2. isim , isim , isim , isim , Bir konfederasyonun üyesi

---

Lisan : Fransızca fédéré

fehamet

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyüklük, ululuk

2. Değer

---

Lisan : Arapça feḫāmet

Telaffuz : feha:met

fehametli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Büyüklük, ululuk gösteren (kimse)

2. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti zamanında sadrazamlara, Mısır hidivi ve yabancı prenslere, eyalet beylerine verilen unvan

---

fehim

İlgili Kelimeler:

fehmetmek

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlama, kavrama

---

Lisan : Arapça fehm

fehmetme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fehmetmek işi

---

fehmetmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Anlamak, kavramak

---

Lisan : Arapça fehm + Türkçe etmek

Telaffuz : fe'hmetmek

fehva

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilimi , dil bilimi , Anlam

2. Kavram, terim, deyim

---

Lisan : Arapça feḥvā

Telaffuz : fehva:

fehvasınca

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uyarınca, sözü gereğince

Örnek:

1. El çabukluğu bir marifet fehvasınca esatir profesörlüğüne terfi etmiş oluyordu.

1. El çabukluğu bir marifet fehvasınca esatir profesörlüğüne terfi etmiş oluyordu.

---

Telaffuz : fehvası'nca

fek

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bozma, feshetme, kesme, ayırma, koparma

---

Lisan : Arapça fekk

Feke

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adana iline bağlı ilçelerden biri

---

Özel: Evet

Telaffuz : fe'ke

fekül

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta

---

Lisan : Fransızca fécule

fel

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görüngü

---

felah

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kurtuluş, selamet, onma

Örnek:

1. Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah.

1. Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah.

---

Lisan : Arapça felāḥ

Telaffuz : fela:hı, l ince okunur

felah bulmak

Anlamı:

1. kurtulmak, onmak

Örnek:

1. Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın.

1. Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın.

---

Felâhiye

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

---

Özel: Evet

Telaffuz : felâ:hiye

felaket

İlgili Kelimeler:

çevre felaketi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela

Örnek:

1. İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır.

1. İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok kötü

Örnek:

1. Felaket bir yazı.

1. Felaket bir yazı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şaşırtıcı, hayrete düşürücü

Örnek:

1. Bu kız felaket.

1. Bu kız felaket.

---

Lisan : Arapça felāket

Telaffuz : fela:ket, l ince okunur