92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Yarar
1. Biz bu işlerde fayda görmedik.
1. Biz bu işlerde fayda görmedik.
Lisan : Arapça fāʾide
1. etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak
1. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi.
1. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Yararcılık
1. -den , -den , -den , -den , Yararlanmak
1. Genç askerler Bulgarların harbe girmiş olmasından faydalanmak fikrindedirler.
1. Genç askerler Bulgarların harbe girmiş olmasından faydalanmak fikrindedirler.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararlı
1. Çok faydalı bir şeyi anlatmak istiyorum.
1. Çok faydalı bir şeyi anlatmak istiyorum.
1. yararlı olmak
1. Şu seyyahlar İstanbul'a faydalı oluyorlar mı bilmem ama bana zararları dokundu.
1. Şu seyyahlar İstanbul'a faydalı oluyorlar mı bilmem ama bana zararları dokundu.
1. yararı olmak
1. Kimseye faydası olmayıp da yalnız kendi nefsine ayırdığın servet, asla makbul değildir.
1. Kimseye faydası olmayıp da yalnız kendi nefsine ayırdığın servet, asla makbul değildir.
1. yarar sağlamak
1. Faydasını gördüğümüz ve faydasını görürsek tekrar etmemizi doktor tavsiye ettiği için reçeteyi yine aldım ele.
1. Faydasını gördüğümüz ve faydasını görürsek tekrar etmemizi doktor tavsiye ettiği için reçeteyi yine aldım ele.
2. kâr elde etmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararsız
1. Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu.
1. Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu.