Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
fanatik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bağnaz

Örnek:

1. Kendine fanatik tutkunluk duyan insana göre, dünyanın ekseni kendisidir.

1. Kendine fanatik tutkunluk duyan insana göre, dünyanın ekseni kendisidir.


Lisan : Fransızca fanatique

fanatikleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fanatikleşmek işi


fanatikleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fanatik duruma gelmek


fanatiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağnazlık


fanatizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağnazlık

Örnek:

1. Aile fanatizmi de bir başka bencillik tezahürüdür.

1. Aile fanatizmi de bir başka bencillik tezahürüdür.


Lisan : Fransızca fanatisme

fanfan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Konuşması çok iyi anlaşılmayan (kimse)


fanfar
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bakır üflemeli çalgılardan oluşan orkestra

2. Bu orkestranın çaldığı tartımlı ve canlı parça


Lisan : Fransızca fanfare

fanfin
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , `Anlaşılmayan bir dille konuşmak` anlamında kullanılan fanfin etmek sözünde geçer


fangri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bit tür mercan balığı


Lisan : Rumca

Telaffuz : fa'ngri

fani
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti


Lisan : Fransızca phanie

fâni

İlgili Kelimeler:

fâni dünya

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ölümlü, gelip geçici, kalımsız

Örnek:

1. Her fâni güneşten, çimden nasibini alıyor.

1. Her fâni güneşten, çimden nasibini alıyor.

2. isim , isim , isim , isim , İnsanoğlu


Lisan : Arapça fānī

Telaffuz : fa:ni:

fâni dünya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölümlü, kalımsız dünya


fanila

İlgili Kelimeler:

atlet fanilası, ten fanilası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle ince pamuk ipliğinden dokunmuş, ten üzerine giyilen iç çamaşırı

Örnek:

1. Nihat'ı birkaç fanila ile sımsıkı giydirerek bitişik odada, karyolaya oturttu.

1. Nihat'ı birkaç fanila ile sımsıkı giydirerek bitişik odada, karyolaya oturttu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yumuşak yünden örülmüş veya dokunmuş, hafif ve gevşek (kumaş)

Örnek:

1. Fanila örtü.

1. Fanila örtü.


Lisan : İtalyanca flanella

Telaffuz : fani'la, l ince okunur

fânilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fâni olma durumu

Örnek:

1. Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu.

1. Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu.


fanta
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi


Telaffuz : fa'nta

fantasma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçekte olmadığı hâlde var gibi görünen hayal


Lisan : Fransızca fantasme

Telaffuz : fa'ntasma

fantastik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayalî

Örnek:

1. Fantastik hikâyeler.

1. Fantastik hikâyeler.

2. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , XVIII. yüzyıldan başlayarak Fransa'da gelişen bir edebî tür


Lisan : Fransızca fantastique

fantastiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayalîlik


fantazya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fantezi


Lisan : Rumca

fantazya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri, atlı gösteri


Lisan : Rumca

Telaffuz : fanta'zya

fantazyalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fantezisi bulunan

Örnek:

1. Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır.

1. Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır.


fantezi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sonsuz, sınırsız hayal, fantazya

2. Değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş

Örnek:

1. Üstelik büyük bir taklit kabiliyeti ve fantezisi vardı.

1. Üstelik büyük bir taklit kabiliyeti ve fantezisi vardı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Süslü ve türü değişik olan

Örnek:

1. Yerinden doğrulmuş fantezi ipek çoraplarını, yeni gömleğini gururla göstererek. gülüyordu.

1. Yerinden doğrulmuş fantezi ipek çoraplarını, yeni gömleğini gururla göstererek. gülüyordu.

4. müzik , müzik , müzik , müzik , Serbest biçimli beste veya alaturkada serbest biçimli şarkı


Lisan : Fransızca fantaisie

fantezist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fantezi meraklısı, fanteziye düşkün kimse

Örnek:

1. Marazi insanların bu dünyada büyük bir yeri olduğunu sanan Dostoyevski, bir fantezistten başka bir şey değildir.

1. Marazi insanların bu dünyada büyük bir yeri olduğunu sanan Dostoyevski, bir fantezistten başka bir şey değildir.


Lisan : Fransızca fantaisiste

fanti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskambil oyunlarında oğlan, bacak veya vale adlarıyla bilinen kâğıt


Lisan : Rumca

fantom
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayalet


Lisan : Fransızca fantôme