Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ezan vakti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ezan okunma zamanı, ezan saati

Örnek:

1. Ezan vakti olduğu için burada ak sakallı bir kahveciden başka kimse görünmüyordu.

1. Ezan vakti olduğu için burada ak sakallı bir kahveciden başka kimse görünmüyordu.


ezancı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müezzin

Örnek:

1. Han kulesinden ezancı sabah ezanını okurken hancı usulca odasına girdi.

1. Han kulesinden ezancı sabah ezanını okurken hancı usulca odasına girdi.


ezani

İlgili Kelimeler:

ezani saat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Ezanla ilgili


Lisan : Arapça eẕānī

Telaffuz : eza:ni:

ezani saat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güneşin batışında 12'yi gösterecek biçimde ayarlanan saat

Örnek:

1. Yurdumuz, Yenicami duvarındaki ezani saat ayarı ile işleyen nice alaturka saatlerle dolu.

1. Yurdumuz, Yenicami duvarındaki ezani saat ayarı ile işleyen nice alaturka saatlerle dolu.


ezansız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ezan okunmayan (yer)

Örnek:

1. Minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar!

1. Minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar!


ezansızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ezansız olma durumu


ezber
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma

Örnek:

1. Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik.

1. Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik.

2. Ezberleme ve akılda tutma yeteneği

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Ezber edilecek ders


Lisan : Farsça ezber

ezber bozmak
Anlamı:

1. birinin sahip olduğu düşüncenin yanlış olduğunu göstermek


ezber etmek
Anlamı:

1. ezberleyerek akılda tutmak


ezber okumak
Anlamı:

1. bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek


ezberci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dersini veya herhangi bir konuyu anlamadan kelime kelime belleğinde tutan kimse

Örnek:

1. Çünkü ihtisas mekteplerinden ezberciler çıkabilir.

1. Çünkü ihtisas mekteplerinden ezberciler çıkabilir.


ezbercilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ezberci olma durumu

Örnek:

1. Farkına varmadan ezbercilikten kurtulup aktif araştırıcı olmuşsunuz.

1. Farkına varmadan ezbercilikten kurtulup aktif araştırıcı olmuşsunuz.


ezberden
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ezberleyerek, ezberlemiş olarak

Örnek:

1. Bir de baktık üstat muzip muzip o beyti ezberden okuyor.

1. Bir de baktık üstat muzip muzip o beyti ezberden okuyor.


Telaffuz : ezbe'rden

ezberden okumak
Anlamı:

1. daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek


ezberden yapmak
Anlamı:

1. bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle yapmak


ezbere
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ezberleyerek, bir yerden okumayarak, bir yere bakmayarak

Örnek:

1. Beni karşısına oturttu, bir şiirimi ezbere okudu.

1. Beni karşısına oturttu, bir şiirimi ezbere okudu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aslını, gerçeğini anlamadan, bilmeden, düşünmeden, incelemeden

Örnek:

1. İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum.

1. İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum.


ezbere almak
Anlamı:

1. dikkat etmeden satın almak


ezbere anlatmak
Anlamı:

1. okunan bir şeyi olduğu gibi, bozmadan anlatmak


ezbere bilmek
Anlamı:

1. bir yerin her yanını iyice bilmek

Örnek:

1. Buraların altını ezbere bilirim, ezbere.

1. Buraların altını ezbere bilirim, ezbere.

2. bir şeyin bütün niteliklerini çok iyi öğrenmiş olmak

Örnek:

1. Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi.

1. Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi.


ezbere iş görmek
Anlamı:

1. incelemeden gelişigüzel yapmak


ezbere konuşmak
Anlamı:

1. bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak


ezbere yapmak
Anlamı:

1. ezberden yapmak

2. model veya doğa karşısında durmayarak fikirden tasavvur ve tahayyül suretiyle resim yapmak


ezberinde olmak
Anlamı:

1. aklında tutmuş olmak

Örnek:

1. En az yirmi şiiri ezberimdeydi.

1. En az yirmi şiiri ezberimdeydi.


ezberleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ezberlemek işi

Örnek:

1. Şimdi düşünüyorum da ezberlemeye çalıştığım o kitaplardan bende, genelin dışında ne kalmış?

1. Şimdi düşünüyorum da ezberlemeye çalıştığım o kitaplardan bende, genelin dışında ne kalmış?


ezberlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi olduğu gibi akılda tutmak, ezber etmek, hıfzetmek

Örnek:

1. Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor.

1. Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Akif'in torunları o şiiri hâlâ ezberliyor.