Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
evvelden
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önceden, eskiden, evvelce

Örnek:

1. Evvelden buraları onların çöplüğü idi.

1. Evvelden buraları onların çöplüğü idi.


evvelemirde
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Öncelikle, ilk önce, her şeyden önce

Örnek:

1. Şunu evvelemirde doktoruna götürün, muayene etsin.

1. Şunu evvelemirde doktoruna götürün, muayene etsin.


Telaffuz : evve'lemirde

evveli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Önceki

Örnek:

1. Evveli gün.

1. Evveli gün.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Eskiden

Örnek:

1. Evveli böyle derlerdi.

1. Evveli böyle derlerdi.


evveliyat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işin önceki evreleri, öncesi, önceleri

Örnek:

1. Cellat bana bu aynanın evveliyatını anlattığında ona inanmakta güçlük çektim.

1. Cellat bana bu aynanın evveliyatını anlattığında ona inanmakta güçlük çektim.


Lisan : Arapça evveliyyāt

Telaffuz : evveliya:tı

evvelki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önce olan, önceki

Örnek:

1. Feyziye'nin en parlak devri, hürriyetten evvelki devre tesadüf eder.

1. Feyziye'nin en parlak devri, hürriyetten evvelki devre tesadüf eder.

2. İki önceki

Örnek:

1. Evvelki gün bir gazete idarehanesindeydim.

1. Evvelki gün bir gazete idarehanesindeydim.


evvelleri
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önceleri


Telaffuz : evvelle'ri

evvellik

İlgili Kelimeler:

aklıevvellik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evvel olma durumu


evvelsi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Evvelki


ey
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü

Örnek:

1. Ey arkadaş!

1. Ey arkadaş!

2. Usanç anlatan bir seslenme sözü

Örnek:

1. Ey, artık çok oluyorsun!

1. Ey, artık çok oluyorsun!


eyalet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir tür bağımsızlığı olan yönetim bölgesi

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde en büyük sivil veya askerî yönetim bölgesi


Lisan : Arapça eyālet

Telaffuz : eya:let

eyer

İlgili Kelimeler:

eyer kaltağı, eyer kaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

Örnek:

1. Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti.

1. Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti.


eyer boşaltmak
Anlamı:

1. cirit oyununda hedef olmaktan kurtulmak için eyer üzerinde sağa sola eğilmek

2. saldırıları boşa çıkaracak önlemler almak


eyer kaltağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyerin tahtadan yapılan kafes biçimindeki bölümü


eyer kapatmak (veya kapamak)
Anlamı:

1. eyeri atın sırtına koyup bağlamak


eyer kaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyerlerin ön ve arka taraflarındaki çıkıntılı bölüm


eyer vurmak
Anlamı:

1. eyeri hayvanın sırtına koyup bağlamak


eyerci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyer yapıp satan kimse


eyercilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyercinin yaptığı iş


eyere de gelir semere de
Anlamı:

1. `her işe yarar, her türlü işi görebilir` anlamında kullanılan bir söz


eyeri boş kalmak
Anlamı:

1. atın binicisi ölmek


eyerleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyerlemek işi


eyerlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , At üzerine eyeri koyup bağlamak, eyer vurmak


eyerlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyerlenmek işi


eyerlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eyer vurulmak


eyerletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eyerletmek işi