Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
evrak çantası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde belge veya dosya bulunan ve taşınabilen, kösele, deri, kumaş vb. yapılan özel kap

Örnek:

1. Evrak çantası içinden türlü türlü renklerde birtakım kâğıtlar çıkarıp göstererek ilave etti.

1. Evrak çantası içinden türlü türlü renklerde birtakım kâğıtlar çıkarıp göstererek ilave etti.


evrak dolabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dosyaları, diğer yazı ve belgeleri saklamakta kullanılan dolap

Örnek:

1. Arkadaşım Doktor Nâzım'ın küçük lojmanında bir eski evrak dolabı vardı.

1. Arkadaşım Doktor Nâzım'ın küçük lojmanında bir eski evrak dolabı vardı.


evrat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri


Lisan : Arapça evrād

Telaffuz : evra:dı

evrat çekmek
Anlamı:

1. okunması âdet olan duaları ve Kur'an ayetlerini sürekli tekrarlamak

Örnek:

1. Geceleri Hüsnü'nün evinde toplanır, zikreder, evrat çekerlermiş.

1. Geceleri Hüsnü'nün evinde toplanır, zikreder, evrat çekerlermiş.


evre
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, merhale, mertebe, safha


evren

İlgili Kelimeler:

evren bilimi, evren doğumu, evren pulu

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos

Örnek:

1. Evrende milyonlarca galaksi, her galakside milyonlarca güneş var.

1. Evrende milyonlarca galaksi, her galakside milyonlarca güneş var.

2. Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen bütün varlıklar

Örnek:

1. Yemeyi, içmeyi, konuşmayı, düşmanlarımı, dostlarımı, orta malı hislerimi ve evreni unuttum.

1. Yemeyi, içmeyi, konuşmayı, düşmanlarımı, dostlarımı, orta malı hislerimi ve evreni unuttum.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Büyük yılan

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam

Örnek:

1. Kendi evrenine dalmış olan Halim ürkerek sıçradı, bir adım geriye attı.

1. Kendi evrenine dalmış olan Halim ürkerek sıçradı, bir adım geriye attı.


Evren
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ankara iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : e'vren

evren bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzay bilimi


evren bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Uzay bilimsel


evren doğumu
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Evrenin oluşumu, kökeni, doğuşu ve yaradılışı ile ilgili kuram, kozmogoni


evren pulu
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Mika


evrensel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Evrenle ilgili

2. Bütün insanlığı ilgilendiren, âlemşümul, cihanşümul, kozmik, üniversal

Örnek:

1. Çağımızın evrensel bir yaşantısıdır yalnızlık, çünkü bütün insanlar yalnızdır.

1. Çağımızın evrensel bir yaşantısıdır yalnızlık, çünkü bütün insanlar yalnızdır.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Dünya ölçüsünde, dünya çapında

Örnek:

1. Evrensel düşünüyor.

1. Evrensel düşünüyor.


evrenselleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenselleşebilmek işi


evrenselleşebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Evrenselleşme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Evrenselleşme becerisi bulunmak


evrenselleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenselleşmek işi


evrenselleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Evrensel duruma gelmek


evrenselleştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenselleştirebilmek durumu


evrenselleştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Evrenselleştirme ihtimali veya imkânı bulunmak


evrenselleştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenselleştirilmek işi


evrenselleştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Evrensel duruma getirilmek


evrenselleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrenselleştirmek işi


evrenselleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Evrensel duruma getirmek


evrensellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evrensel olma durumu, âlemşümullük, cihanşümullük


evrik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , mantık , mantık , sıfat , sıfat , matematik , matematik , mantık , mantık , Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)

Örnek:

1. `Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir` ve `on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir` önermeleri, birbirinin evriğidir.

1. `Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir` ve `on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir` önermeleri, birbirinin evriğidir.


evrilir
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mantık , mantık , sıfat , sıfat , mantık , mantık , Konu ile yüklemin birbirinin yerine geçmesiyle doğruluğu bozulmayan (önerme): `Her insan güler` evrilir bir önerme sayılır çünkü `her gülen insandır` yargısı yanlış olmaz

2. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Alıcıda kullanılıp kimyasal işlemden geçtikten sonra doğrudan doğruya pozitife dönebilen (film)