92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir biçimden başka bir biçime doğal olarak dönmek
1. isim , isim , isim , isim , Zaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci
2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir canlıyı ötekilerden ayırt eden biçimsel ve yapısal karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir dizi değişme olayı, tekâmül
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Evrimcilik yanlısı olan kimse
2. Evrimcilikle ilgili
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Evrimi temel alan doğa bilimi ve felsefe öğretisi
1. sıfat , sıfat , mantık , mantık , sıfat , sıfat , mantık , mantık , Evirme yoluyla elde edilen (önerme): `Her insan güler` önermesinin evrişiği, `her gülen insandır` biçiminde olur
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 63, atom ağırlığı 122 olan, yalnız tuzları ve bir tek oksidi bulunan, parlak gri renkte bir element (simgesi Eu)
Lisan : Fransızca europium
Telaffuz : e'vropiyum
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Nitelikler, vasıflar
Lisan : Arapça evṣāf
Telaffuz : evsa:fı
1. isim , isim , isim , isim , Evde kullanımdan düşmüş, eskimiş, yıpranmış veya çöp durumuna gelmiş maddeler
1. isim , isim , isim , isim , Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer, öneze
1. Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında.
1. Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında.
evsiz barksız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Evi olmayan
1. Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar diye her ağızdan bir nakarat.
1. Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar diye her ağızdan bir nakarat.
2. Yaşamını sokaklarda sürdüren
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başını sokacak yeri olmayan
2. İşsiz güçsüz, avare, başıboş
evvel ahir, evvelallah, evvel bahar, evvelemirde, bir an evvel, bir ayak evvel, bir gün evvel, aklıevvel, cemaziyelevvel, kânunuevvel, rebiyülevvel, teşrinievvel
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önce
1. Emeklilik maaşına ne oldu? Üç aylığını, on, on beş gün evvel almadın mı?
1. Emeklilik maaşına ne oldu? Üç aylığını, on, on beş gün evvel almadın mı?
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlk, önceki, geçmiş
Lisan : Arapça evvel
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İlkbahar
1. Yollar evvel bahar gibiydi, aldanıp oyalandık.
1. Yollar evvel bahar gibiydi, aldanıp oyalandık.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önce, ilk önce, ilkin
1. Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi.
1. Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi.
Lisan : Arapça evvelā
Telaffuz : evvela:, l ince okunur
1. `insanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler` anlamında kullanılan bir söz
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önceden, eskiden
1. Evvelce nazirsiz güzel olması lazım gelen yüzü artık buruşmuş.
1. Evvelce nazirsiz güzel olması lazım gelen yüzü artık buruşmuş.
Telaffuz : evve'lce