Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
evhamlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuruntulu


evhamlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuruntululuk


evhamsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuruntusuz

Örnek:

1. İkimiz de toprağın üstündeki büyük boşluğa aynı evhamsız gözle bakıyoruz.

1. İkimiz de toprağın üstündeki büyük boşluğa aynı evhamsız gözle bakıyoruz.


evhamsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuruntusuzluk


evi ev eden avrat
Anlamı:

1. `bir evin dirlik ve düzenini kadın sağlar` anlamında kullanılan bir söz


evi sırtında
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yeri yurdu olmadan herhangi bir yerde yaşayan

2. Çok az olan eşyasını hemen yüklenip göçebilen


eviç
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir tür birleşik makam


Lisan : Arapça evc

evin
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin içindeki öz, lüp

2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe


evin bağlamak
Anlamı:

1. ürün tanelenmek, tane bağlamak, olgunlaşmak


evinlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evinlenmek işi


evinlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Buğday, arpa vb. olgunlaşmak


evinli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Özlü ve dolgun (tohum)


evinsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Boş, kof


evire çevire
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İyice, istediği gibi, adamakıllı

Örnek:

1. Kravatımın ucunu yakalamış, nasıl örüldüğünü, nasıl dikildiğini evire çevire tetkik ediyor.

1. Kravatımın ucunu yakalamış, nasıl örüldüğünü, nasıl dikildiğini evire çevire tetkik ediyor.


evirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evirebilmek işi


evirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Evirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Evirmeye gücü yetmek


evirgen
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , İşini bilen, ölçülü ve hesaplı iş gören


evirip çevirmek
Anlamı:

1. iyice, istediği gibi, adamakıllı gözden geçirmek

Örnek:

1. Veznedar lirayı aldı, evirdi çevirdi, dudak büktü.

1. Veznedar lirayı aldı, evirdi çevirdi, dudak büktü.


evirme

İlgili Kelimeler:

ters evirme

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Evirtim

2. mantık , mantık , mantık , mantık , Bir önermenin konusunu yüklem, yüklemini de konu durumuna getirerek vargısı doğru olan yeni bir önerme çıkarma, akis: `Hiçbir insan ölümsüz değildir` önermesinden evirme yoluyla `hiçbir ölümsüz insan değildir` önermesi çıkarılabilir


evirmek fiil

İlgili Kelimeler:

evire çevire

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Döndürmek, çevirmek

2. Yapısını değiştirmek, taklip etmek


evirtik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , fizik , fizik , sıfat , sıfat , kimya , kimya , fizik , fizik , Evirtime uğramış


evirtim
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , Evirtme işi, akis

Örnek:

1. Aynaların eşya görüntülerini ters göstermesi bir evirtimdir.

1. Aynaların eşya görüntülerini ters göstermesi bir evirtimdir.


evirtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evirtmek işi


evirtmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , kimya , kimya , -i , -i , kimya , kimya , Sakkarozu glikoz ve levüloza çevirmek

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Bakışımlı olarak ters çevirmek

Örnek:

1. Aynalar eşyanın görüntülerini evirterek gösterirler.

1. Aynalar eşyanın görüntülerini evirterek gösterirler.


eviye

İlgili Kelimeler:

eviye sifonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutfakta musluk altında bulaşık yıkamaya yarayan tekne

Örnek:

1. Mutfak kirli ve dağınık, eviye de altüst, dağ gibi bulaşık.

1. Mutfak kirli ve dağınık, eviye de altüst, dağ gibi bulaşık.


Lisan : Fransızca évier