92406 kayıt bulundu.
1. ev kiralamak
1. Annemden kalma bir evim vardı. Onu rehine koyarak bir ev tuttuk.
1. Annemden kalma bir evim vardı. Onu rehine koyarak bir ev tuttuk.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
1. Evaze etek.
1. Evaze etek.
Lisan : Fransızca évasé
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , En yüce yer
2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Yeröte
3. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Günöte
Lisan : Arapça evc
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makam
Lisan : Arapça evc + Farsça -ārā
Telaffuz : evca:ra:
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Evcek
Telaffuz : e'vce
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Bütün ev halkı birlikte
1. Sinemaya evcek gidiyoruz.
1. Sinemaya evcek gidiyoruz.
Telaffuz : e'vcek
evcikkıran, bir evcikli, iki evcikli
1. isim , isim , isim , isim , Küçük, sevimli ev
1. Birbirinden bahçelerle, evlerle ayrılmış; güneş, çiçek, ağaç içinde evciklerdi.
1. Birbirinden bahçelerle, evlerle ayrılmış; güneş, çiçek, ağaç içinde evciklerdi.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Köygöçüren
Telaffuz : evci'kkıran
evcil hayvan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanılabilen (hayvan), ehlî, yabani karşıtı
1. Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim.
1. Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim.
2. Yerli
1. Bunları kimi kez öteki türlerden özellikle toplumsal ve evcil dramlardan ayırmak kolay değildir.
1. Bunları kimi kez öteki türlerden özellikle toplumsal ve evcil dramlardan ayırmak kolay değildir.
1. isim , isim , isim , isim , Evde bakılabilen, insana alışmış olan, evcilleştirilmiş hayvan
1. Bazı kimselerin üç dört koyun ve ineğinden başka evcil hayvanı yoktur.
1. Bazı kimselerin üç dört koyun ve ineğinden başka evcil hayvanı yoktur.
1. isim , isim , isim , isim , Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : e'vciler
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle kız çocuklarının ev işlerini örnek alarak oynadıkları oyun
1. Tepede ev yerine evcilik oynayan ufacık bir kız gördüler.
1. Tepede ev yerine evcilik oynayan ufacık bir kız gördüler.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Evcil bir duruma gelmek, ehlîleşmek
1. -i , -i , -i , -i , Evcileştirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Evcilleştirme becerisi bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Evcil duruma getirilmek, ehlîleştirilmek
1. isim , isim , isim , isim , Evcil olma durumu
1. İşler ilerledikçe dışarıdan geçenleri içeriye çağıran bir evcillik kazanırdı.
1. İşler ilerledikçe dışarıdan geçenleri içeriye çağıran bir evcillik kazanırdı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Evine, ailesine çok bağlı (kimse)
1. Evcimen bir erkek.
1. Evcimen bir erkek.
2. Ev işlerini iyi bilen, becerikli (kadın)
1. Reçel, evlerde, evcimen hanımların ellerinde kıvamına eren bir bal değil midir?
1. Reçel, evlerde, evcimen hanımların ellerinde kıvamına eren bir bal değil midir?
3. Evinde kendi hâlinde oturan, dışarıya çıkmayı sevmeyen