Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
eurobond
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , 343 avrovil


Lisan : İngilizce eurobond

ev

İlgili Kelimeler:

ev adamı, ev altı, ev bark, ev ekmeği, ev ekonomisi, ev eşyası, ev gezmesi, ev halkı, ev hanımı, ev işi, ev kadını, ev sahibi, ev sineği, ev yemeği, evi sırtında, genelev, konteyner ev, taşınır ev, yüzer ev, Allah'ın evi, arıtımevi, aşevi, ayevi, babaevi, bağ evi, bakımevi, basımevi, bıçkıevi, buğuevi, camevi, canevi, cemevi, cezaevi, ciltevi, çayevi, çiçekevi, dağ evi, dağıtımevi, damıtımevi, dernekevi, dikimevi, doğumevi, doyumevi, dökümevi, düğünevi, dümenevi, dünyaevi, düşkünlerevi, erkekevi, ezimevi, giyimevi, gökevi, gözevi, gözlemevi, hâkimevi, halkevi, hekimevi, huzurevi, hücre evi, ıslahevi, imamevi, kadınevi, kahveevi, kayakevi, kesimevi, kızevi, kitabevi, konukevi, kuş evi, merdivenevi, modaevi, müzikevi, oğlanevi, orduevi, orman evi, öğretmenevi, ölüevi, polisevi, radyoevi, randevuevi, sağlıkevi, sanatevi, sayrılarevi, sazevi, sergievi, sığınmaevi, taziyeevi, tecimevi, tutukevi, üretimevi, yapımevi, yargıevi, yarı açık cezaevi, yayınevi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı

2. Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane

Örnek:

1. Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar.

1. Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aile

Örnek:

1. Evine bağlı bir adam.

1. Evine bağlı bir adam.

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Soy, nesil


ev açmak
Anlamı:

1. ayrı bir eve yerleşmek, ayrı bir eve geçmek

2. evlenmek


ev adamı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Evine bağlı erkek


ev alma, komşu al
Anlamı:

1. `komşuluk ilişkileri, iyi komşuya sahip olma çok çok önemlidir` anlamında kullanılan bir söz


ev altı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eski evlerde ambar, ahır olarak kullanılan zemin katı


ev bark
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev, mülk

Örnek:

1. Almanya'da ev bark düzerek bir daha dönmemişti.

1. Almanya'da ev bark düzerek bir daha dönmemişti.

2. Aile, çoluk çocuk

Örnek:

1. Ev bark sahibi olunca hepsinden vazgeçti. Karısını da gül gibi geçindirdi.

1. Ev bark sahibi olunca hepsinden vazgeçti. Karısını da gül gibi geçindirdi.


ev bark yıkmak
Anlamı:

1. karı kocayı birbirinden ayırmak

Örnek:

1. Bir kızı vardı ki dünyanın bütün kusurları bir araya gelse onun kadar ev bark yıkamazdı.

1. Bir kızı vardı ki dünyanın bütün kusurları bir araya gelse onun kadar ev bark yıkamazdı.


ev bozmak
Anlamı:

1. karı koca ayrılmak

2. karı kocanın ayrılmalarına sebep olmak


ev ekmeği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evde kullanılan fırınlarda veya tandırlarda mayalı hamurdan yapılan ekmek


ev ekonomisi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Evin bakımı, geçimi ve yaşayışı ile ilgili bilim dalı


ev eşyası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evde kullanılan değişik nitelikli eşyaların bütünü, barhana


ev ev dolaşmak (veya gezmek)
Anlamı:

1. her eve uğrayarak dolaşmak


ev gezmesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akraba veya komşulara oturup sohbet etmek amacıyla yapılan ziyaret


ev halkı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir evde yaşayanların hepsi

Örnek:

1. Karısını kadınlığın baş tacı eder, bütün ev halkını methe başlardı.

1. Karısını kadınlığın baş tacı eder, bütün ev halkını methe başlardı.


ev hanımı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev kadını


ev hanımlığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev kadınlığı


ev işi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev içinde gündelik olarak yapılan her türlü iş

Örnek:

1. Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim.

1. Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim.


ev işletmek
Anlamı:

1. genelev sahibi olmak


ev kadını
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dışarıda herhangi bir işte çalışmayıp kendi ev işlerini gören kadın, ev hanımı


ev kadınlığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev kadını olma durumu, ev hanımlığı


ev sahibi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evi veya konutu yasalara göre tasarrufu altında bulunduran, evin sahibi olan kimse

Örnek:

1. Ev sahibimizden de böyle bir onarım isteyemezdik.

1. Ev sahibimizden de böyle bir onarım isteyemezdik.

2. Kiradaki evin sahibi olan kimse veya kurum

3. Konuk ağırlayan kimse, kurum, şehir vb


ev sahipliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ev sahibi olma durumu

Örnek:

1. Bu yüzden efendisine ev sahipliği taslamaya karar verdi.

1. Bu yüzden efendisine ev sahipliği taslamaya karar verdi.

2. Konukları ağırlama durumu


ev sahipliği yapmak
Anlamı:

1. konukları güler yüzlü davranıp iyi ağırlamak

2. herhangi bir toplantının veya etkinliğin düzenlenmesi için gerekli hazırlıkları üstlenerek gerçekleştirmek


ev sineği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Böcekler sınıfının, çift kanatlılar takımından, kül renkli, dizanteri ve tifo mikropları taşıyan bir tür eklem bacaklı (Musca domestica)