Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
etnograf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etnografya uzmanı, budun betimci


Lisan : Fransızca ethnographe

etnografik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etnografya ile ilgili


Lisan : Fransızca ethnographique

etnografya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran bilim, budun betimi, kavmiyat


Lisan : Yunanca

Telaffuz : etnogra'fya

etnolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Irk bilimci


Lisan : Fransızca ethnologue

Telaffuz : l ince okunur

etnoloji
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , antropoloji , antropoloji , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , antropoloji , antropoloji , Irk bilimi


Lisan : Fransızca ethnologie

Telaffuz : l ince okunur

etnolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Irk bilimsel


Lisan : Fransızca ethnologique

Telaffuz : l ince okunur

etobur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dişleri et yiyecek biçimde gelişmiş, omurgalı, memeli (hayvan), etçil, karnivor


Telaffuz : e'tobur

etoburlar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dişleri et yiyecek biçimde gelişmiş omurgalı memeli hayvanlardan bir takım, etçiller


etokrasi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalnızca ahlak üzerine kurulu yönetim biçimi


Lisan : Fransızca éthocratie

etol
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış omuz atkısı

Örnek:

1. Omuzlarına beyaz bir etol almayı da ihmal etmedi.

1. Omuzlarına beyaz bir etol almayı da ihmal etmedi.


Lisan : Fransızca étole

etoloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvanların davranışlarını kendi doğal çevrelerinde ve deney düzeneğine sokmadan karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı


Lisan : Fransızca éthologie

Telaffuz : l ince okunur

etolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etoloji ile ilgili


Lisan : Fransızca éthologique

Telaffuz : l ince okunur

etraf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yanlar, taraflar

Örnek:

1. Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler.

1. Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler.

2. Çevre

Örnek:

1. Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı.

1. Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı.

3. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit

Örnek:

1. Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte.

1. Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte.


Lisan : Arapça eṭrāf

Telaffuz : etra:fı

etrafı boş bulmak
Anlamı:

1. kendisini engelleyecek kimse olmamak

Örnek:

1. Vaktiyle etrafı boş bulduğu için mistik sıfatını takınmak istemişti.

1. Vaktiyle etrafı boş bulduğu için mistik sıfatını takınmak istemişti.


etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
Anlamı:

1. isteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak

Örnek:

1. Bizi memnun etmek için etrafımızda dört dönüyordu.

1. Bizi memnun etmek için etrafımızda dört dönüyordu.

2. Hanımefendinin etrafında pervane gibi dönüyor, isteyeceği şeyleri evvelden keşfetmek için gözünün içine bakıyordu.

2. Hanımefendinin etrafında pervane gibi dönüyor, isteyeceği şeyleri evvelden keşfetmek için gözünün içine bakıyordu.


etrafını almak (veya sarmak)
Anlamı:

1. çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak

Örnek:

1. Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.

1. Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.

2. Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.

2. Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.


Ön Takı : (birinin veya bir şeyin)

etraflı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde


etraflıca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı

Örnek:

1. Bir karara varılmadan evvel etraflıca düşünmek gerekir.

1. Bir karara varılmadan evvel etraflıca düşünmek gerekir.


Telaffuz : etraflı'ca

etraflılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etraflı olma durumu


etriye
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Dikme kiriş bağlantılarında direnci sağlayan sargı


Lisan : Fransızca étrier

etsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ete ait

2. Cinselliğe ait

Örnek:

1. Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlak kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa başına bunların geleceğini düşünüyordu.

1. Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlak kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa başına bunların geleceğini düşünüyordu.


etsiz

İlgili Kelimeler:

etsiz kelem

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eti olmayan

Örnek:

1. Etsiz yemek.

1. Etsiz yemek.


etsiz kelem
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zeytinyağlı olarak yapılmış lahana sarması

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değeri ve önemi olmayan işlerle uğraşan kimse


etten duvar örmek
Anlamı:

1. korumak amacıyla çevresinde kalabalık insan birikmek


etten önce çömleğe düşmek
Anlamı:

1. bir işte bilgisiz veya yetkisiz olmasına rağmen herkesten önce ortaya atılmak