Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
esnemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek

Örnek:

1. Birden çenelerim gerildi. Uzun uzun esnedim.

1. Birden çenelerim gerildi. Uzun uzun esnedim.

2. Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek

Örnek:

1. Sobada ateş çıtırdıyor / Duvarlar esniyor gibi

1. Sobada ateş çıtırdıyor / Duvarlar esniyor gibi

3. Bollaşıp genişlemek


esnetebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esnetebilmek işi


esnetebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Esnetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Esnetmeye gücü yetmek


esnetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esnetmek işi

2. spor , spor , spor , spor , Türlü sebeplerle kısalan kasları açmak ve uzatmak için bağlı bulundukları eklemlerde yapılan esnek, yaylı ve zorlu germe hareketi


esnetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Esnemesine sebep olmak


esneyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esneyebilmek işi


esneyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Esneme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Esnemeye gücü yetmek


esneyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esneme işi

Örnek:

1. Bütün mesut esneyişlerin hayalimden geçişini seyrederek tekrar tekrar esnedim.

1. Bütün mesut esneyişlerin hayalimden geçişini seyrederek tekrar tekrar esnedim.


eşofman
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle spor çalışmalarında giyilen, pamuklu veya sentetik kumaştan, iki parçalı giysi


Lisan : Fransızca échauffement

espadril
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üstü keten, tabanı ipten örme ayakkabı


Lisan : Fransızca espadrille

espas
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk

2. Aralık


Lisan : Fransızca espace

espaslı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Espası olan

2. Aralıklı


Esperanto
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Polonyalı doktor L. Zamenhof tarafından bütün milletlerce kullanılmak için 1887'de hazırlanmış, dil bilgisi on altı kurala dayanan bir yapma dil


Özel: Evet

Lisan : İtalyanca esperanto

Telaffuz : espera'nto

Esperantocu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esperanto yanlısı


Özel: Evet

esperi
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ava alıştırılamayan bir tür doğan


Espiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giresun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : e'spiye

espiyonaj
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Casusluk

Örnek:

1. Bizim zamanımızdaki espiyonajın şekli de farklılaştı, olanlara pek akıl erdiremiyorum.

1. Bizim zamanımızdaki espiyonajın şekli de farklılaştı, olanlara pek akıl erdiremiyorum.


Lisan : Fransızca espionnage

espressivo
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , müzik , müzik , sıfat , sıfat , müzik , müzik , Duygulu, içten


Lisan : İtalyanca espressivo

Telaffuz : espressi'vo

espresso
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaynatılarak koyu kıvamlı duruma getirilen sert İtalyan kahvesi


Lisan : İtalyanca espresso

espri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce söz

Örnek:

1. Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir.

1. Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir.

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Nükte

Örnek:

1. Romanın esprisi.

1. Romanın esprisi.


Lisan : Fransızca esprit

espri patlatmak
Anlamı:

1. konuşma sırasında, beklenilmedik anda, ortama uygun hoş, nükteli veya ilginç söz söylemek


espri yapmak
Anlamı:

1. nükteli, şakalı söz söylemek

Örnek:

1. Anlattığı fıkralarla yaptığı esprilere kendi asla gülmezdi.

1. Anlattığı fıkralarla yaptığı esprilere kendi asla gülmezdi.


esprili
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Esprisi olan

Örnek:

1. Kısa ve esprili sunuşlarını bizzat kendi yapardı.

1. Kısa ve esprili sunuşlarını bizzat kendi yapardı.

2. Espri yapma niteliğini taşıyan (kimse)

Örnek:

1. Kötü çocuk değildi, espriliydi.

1. Kötü çocuk değildi, espriliydi.


esprililik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esprili olma durumu


esprisi kalmamak
Anlamı:

1. ilgi çekici olmaktan çıkmak


Ön Takı : (bir şeyin)