92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Ordu iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'kkuş
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Tadını artırmak için çay harmanına katılan beyaz bir tür çay
Telaffuz : a'kkuyruk
1. hayranlık uyandırmak
1. Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin akıllara durgunluk veren bir fetihle Osmanlı mülkü hâline getirdiği İstanbul dünyanın en güzel, en harikulade şehridir.
1. Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin akıllara durgunluk veren bir fetihle Osmanlı mülkü hâline getirdiği İstanbul dünyanın en güzel, en harikulade şehridir.
1. çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak
1. Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı.
1. Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı.
1. `insan ummadığı, düşünmediği şeylerle karşılaşabilir` anlamında kullanılan bir söz
1. inanılmamak
1. En akla hayale gelmeyen şeylere dikkat eder, bunları derler toplar ve umumi büyük neticeler çıkarır.
1. En akla hayale gelmeyen şeylere dikkat eder, bunları derler toplar ve umumi büyük neticeler çıkarır.
1. bir işi başarıncaya değin çok sıkıntı çekmek, güçlüklerle karşılaşmak
1. Ben kendi hesabıma bir parça Fransızca öğrenebilmek için akla karayı seçtim.
1. Ben kendi hesabıma bir parça Fransızca öğrenebilmek için akla karayı seçtim.
1. aklın kabul edebileceği bir biçimde, makul
1. Söyledikleriniz akla sığar gibi değil.
1. Söyledikleriniz akla sığar gibi değil.
1. inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek
1. Ismarlama bir hükümdar soyu bulmak ve yaratmak pek akla sığacak bir yol görünmüyordu.
1. Ismarlama bir hükümdar soyu bulmak ve yaratmak pek akla sığacak bir yol görünmüyordu.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Aklın benimseyebileceği, aklın kabul edebileceği nitelikte olan
1. İkinci olasılık daha akla yakındır.
1. İkinci olasılık daha akla yakındır.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Uygun, akıllıca, makul
1. Ne kadar aksini iddia etse de başka akla yatkın bir açıklama düşünemiyordu.
1. Ne kadar aksini iddia etse de başka akla yatkın bir açıklama düşünemiyordu.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Karşılaşılan olumsuz durum üzerine hayret ve şaşkınlık bildiren bir söz, akla ziyan, akıllara seza, akıllara şifa, akıllara zarar, akıllara ziyan
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Akla zarar
1. Hele yabancı dil eğitimi yapan okulların sayısı, akla ziyan!
1. Hele yabancı dil eğitimi yapan okulların sayısı, akla ziyan!
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şaşırtan
1. İki ayrı koltuk takımının birden nasıl yerleştirilebileceği sorusu akla ziyandı.
1. İki ayrı koltuk takımının birden nasıl yerleştirilebileceği sorusu akla ziyandı.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Alacak verecek kalmadığını gösteren belge, ibraname
1. -i , -i , hukuk , hukuk , -i , -i , hukuk , hukuk , Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek
1. Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır.
1. Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır.
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile
1. Karadeniz aklanı.
1. Karadeniz aklanı.
2. Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aklanma ihtimali veya imkânı bulunmak