akıtıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akıtıvermek işi

akıtıvermek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çabucak akmasını sağlamak

Telaffuz : akıtı'vermek

akitli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sözleşme yapılmış olan

akıtma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akıtmak işi, isale

Örnek:

1. Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı.

1. Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı.

2. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke

3. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Enli bilezik

akıtmak fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek

akıtmalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alnında akıtması olan (hayvan)

akıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akıvermek işi

akıvermek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak akmak

Telaffuz : akı'vermek

akkaraman

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun

Telaffuz : a'kkaraman

akkarınca

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Düz kanatlılardan, sıcak veya ılıman ülkelerde yaşayan, bitkilere çok zarar veren bir böcek cinsi, termit, divik (Termes)

Telaffuz : a'kkarınca

akkarıncalar

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ağız parçaları iyi gelişmiş, iri başlı, ısırıcı böcekler topluluğu, termitler

akkavak

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir tür kavak, akçakavak, Hollanda kavağı (Populus alba)

Telaffuz : a'kkavak

akkefal

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sazangillerden bir cins tatlı su balığı (Alburnus)

Telaffuz : a'kkefal

akkelebek

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Hemen bütün meyve ağaçları için tomurcuk düşmanı sayılan, iri ak kanatları kalın, kara damarlı bir kelebek (Aporia crataegi)

Telaffuz : a'kkelebek

Akkışla

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : a'kkışla

akkor

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan

Örnek:

1. Akkor kömür.

1. Akkor kömür.

akkorlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akkorlaşmak durumu

akkorlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Akkor durumuna gelmek

akkorlaştırılma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akkorlaştırılmak işi

akkorlaştırılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Akkor durumuna getirilmek

akkorlaştırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akkorlaştırmak işi

akkorlaştırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Akkor durumuna getirmek

akkorluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akkor olma durumu

Akköy

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denizli iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : a'kköy

akkuş

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Atmaca

Telaffuz : a'kkuş